Examples of using
I haven't formed an opinion about that yet.
Onun hakkında henüz bir fikir oluşturmadım.
They formed a circle.
Onlar bir daire oluşturdu.
Once you've formed a bad habit, you can't get rid of it easily.
Kötü alışkanlığa bir bulaşırsan, ondan kolayca kurtulamazsın.
In Esperanto, nouns end in "o". The plural is formed by adding a "j".
Esperantoda, "o" ile biten isimler. Çoğul bir "j " ekleyerek oluşturulur.
They formed a company to control it.
Onu kontrol etmek için bir şirket kurdular.
How was the universe formed?
Evren nasıl oluştu?
Carbon monoxide is a poisonous substance formed by the incomplete combustion of carbon compounds.
Karbon monoksit karbon bileşiklerinin tam yanmamasından oluşan zehirli bir maddedir.
By evening, a few clouds had formed.
Akşama kadar, birkaç bulut oluştu.
The laborers formed a human barricade.
İşçiler bir insan barikatı kurdu.
An executive council was formed to discuss the new proposal.
Yeni bir öneriyi tartışmak için bir yürütme kurulu oluşturuldu.
They formed a new political party.
Yeni bir siyasi parti kurdular.
They formed a project to build a new school building.
Onlar yeni bir okul binası inşa etmek için bir proje oluşturdu.
They formed themselves in groups of five.
Onlar beşer kişilik gruplar oluşturdular.
We formed a circle around the teacher.
Öğretmenin etrafında bir daire oluşturduk.
The two friends have formed a deep bond of friendship.
İki arkadaş derin bir arkadaşlık bağı oluşturdular.
In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Ayrıca yaşlıların birbiriyle kaynaşabilmeleri ve Amerikan yaşamında aktif katılımcılar olarak kalabilmeleri için çok sayıda gruplar kurulmuştur.
In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.