Translation meaning & definition of the word "forge" into Turkish language
Türk diline "forge" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Forge
[Uydurmak]noun
1. Furnace consisting of a special hearth where metal is heated before shaping
- synonym:
- forge
1. Şekillendirmeden önce metalin ısıtıldığı özel bir ocaktan oluşan fırın
- eşanlamlı:
- uydurmak
2. A workplace where metal is worked by heating and hammering
- synonym:
- forge ,
- smithy
2. Metalin ısıtılarak ve çekiçlenerek işlendiği bir işyeri
- eşanlamlı:
- uydurmak ,
- demirci
verb
1. Create by hammering
- "Hammer the silver into a bowl"
- "Forge a pair of tongues"
- synonym:
- forge ,
- hammer
1. Çekiçle yaratmak
- "Gümüşü bir kaseye sıkıştır"
- "Bir çift dil döv"
- eşanlamlı:
- uydurmak ,
- çekiç
2. Make a copy of with the intent to deceive
- "He faked the signature"
- "They counterfeited dollar bills"
- "She forged a green card"
- synonym:
- forge ,
- fake ,
- counterfeit
2. Aldatma niyetiyle bir kopyasını yapın
- "İmzayı taklit etti"
- "Para senetleri sahte"
- "Yeşil kart yaptı"
- eşanlamlı:
- uydurmak ,
- sahte
3. Come up with (an idea, plan, explanation, theory, or principle) after a mental effort
- "Excogitate a way to measure the speed of light"
- synonym:
- invent ,
- contrive ,
- devise ,
- excogitate ,
- formulate ,
- forge
3. Zihinsel bir çabadan sonra (bir fikir, plan, açıklama, teori veya ilke) ile gelin
- "Işık hızını ölçmenin bir yolunu çıkarın"
- eşanlamlı:
- icat etmek ,
- yapmak ,
- tasarlamak ,
- çıkarmak ,
- formülleştirmek ,
- uydurmak
4. Move ahead steadily
- "He forged ahead"
- synonym:
- forge
4. Sürekli ilerlemek
- "İleri dövme yaptı"
- eşanlamlı:
- uydurmak
5. Move or act with a sudden increase in speed or energy
- synonym:
- forge ,
- spurt ,
- spirt
5. Hız veya enerjide ani bir artışla hareket edin veya hareket edin
- eşanlamlı:
- uydurmak ,
- fışkırmak ,
- spurt
6. Make something, usually for a specific function
- "She molded the rice balls carefully"
- "Form cylinders from the dough"
- "Shape a figure"
- "Work the metal into a sword"
- synonym:
- shape ,
- form ,
- work ,
- mold ,
- mould ,
- forge
6. Genellikle belirli bir işlev için bir şeyler yapın
- "Pirinç toplarını dikkatlice kalıpladı"
- "Hamurdan çıkan biçim silindirleri"
- "Bir figür şekillendir"
- "Metali bir kılıçta çalıştır"
- eşanlamlı:
- şekil ,
- form ,
- çalışma ,
- kalıp ,
- uydurmak
7. Make out of components (often in an improvising manner)
- "She fashioned a tent out of a sheet and a few sticks"
- synonym:
- fashion ,
- forge
7. Bileşenlerden çıkarın (genellikle doğaçlama bir şekilde)
- "Bir çarşaftan ve birkaç çubuktan bir çadır yaptı"
- eşanlamlı:
- moda ,
- uydurmak