Is that law still in force?
O kanun hala yürürlükte mi?
Is that law still in force?
O kanun hala yürürlükte mi?
Don't force yourself to eat if you don't want to.
İstemiyorsanız kendinizi yemeye zorlamayın.
Tom will use force.
Tom güç kullanacak.
A country without enough labour force cannot be self sufficient.
Yeterli işgücüne sahip olmayan bir ülke kendi kendine yeterli olamaz.
You can't force me to do anything I don't want to do.
Beni yapmak istemediğim hiçbir şeyi yapmaya zorlayamazsın.
They took it by force.
Zorla aldılar.
Tom is a retired air force major.
Tom emekli bir hava kuvvetleri binbaşısı.
What happens when an unstoppable force hits an unmovable object?
Durdurulamayan bir kuvvet, hareket ettirilemeyen bir nesneye çarptığında ne olur?
Tom always wanted to join the air force.
Tom her zaman hava kuvvetlerine katılmak istedi.
The force of the wind made it difficult to walk.
Rüzgarın gücü yürümeyi zorlaştırıyordu.
They are going to put the bad law in force.
Kötü yasayı yürürlüğe koyacaklar.
He took it from her by force.
Zorla ondan aldı.
I tried to open the door with all my force.
Tüm gücümle kapıyı açmaya çalıştım.
I tried to open the door with all my force.
Tüm gücümle kapıyı açmaya çalıştım.
You must never resort to force.
Asla zora başvurmamalısın.
I will never force you to marry him.
Seni asla onunla evlenmeye zorlamayacağım.
The force held out bravely against their enemy's attacks.
Kuvvet, düşmanlarının saldırılarına karşı cesurca direndi.
Don't force the child to eat.
Çocuğu yemeye zorlamayın.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.