Translation meaning & definition of the word "forbidding" into Turkish language
Türk diline "forbiding" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Forbidding
[Korkutucu]/fərbɪdɪŋ/
noun
1. An official prohibition or edict against something
- synonym:
- ban ,
- banning ,
- forbiddance ,
- forbidding
1. Bir şeye karşı resmi bir yasak veya ferman
- eşanlamlı:
- yasak ,
- yasaklama ,
- korkutucu
adjective
1. Harshly uninviting or formidable in manner or appearance
- "A dour, self-sacrificing life"
- "A forbidding scowl"
- "A grim man loving duty more than humanity"
- "Undoubtedly the grimmest part of him was his iron claw"- j.m.barrie
- synonym:
- dour ,
- forbidding ,
- grim
1. Bir şekilde veya görünüşte sert davetsiz veya zorlu
- "Dört, fedakâr bir hayat"
- "Korkunç bir kaşık"
- "Görevi insanlıktan daha çok seven, korkunç bir adam"
- "Şüphesiz onun en korkunç kısmı demir pençesi"- j.m.barrie idi
- eşanlamlı:
- ters ,
- korkutucu ,
- korkunç
2. Threatening or foreshadowing evil or tragic developments
- "A baleful look"
- "Forbidding thunderclouds"
- "His tone became menacing"
- "Ominous rumblings of discontent"
- "Sinister storm clouds"
- "A sinister smile"
- "His threatening behavior"
- "Ugly black clouds"
- "The situation became ugly"
- synonym:
- baleful ,
- forbidding ,
- menacing ,
- minacious ,
- minatory ,
- ominous ,
- sinister ,
- threatening
2. Kötü veya trajik gelişmeleri tehdit etmek veya önceden haber vermek
- "Yalancı bir bakış"
- "Thunderclouds'u yasaklamak"
- "Tonu tehditkar oldu"
- "Çirkin hoşnutsuzluk gümbürtüleri"
- "Günahkar fırtına bulutları"
- "Korkunç bir gülümseme"
- "Tehditkar davranışı"
- "Çirkin kara bulutlar"
- "Durum çirkinleşti"
- eşanlamlı:
- kötü niyetli ,
- korkutucu ,
- tehditkar ,
- uğursuz ,
- kötü ,
- tehdit eden