They sacrificed forbidden swine, and put to death all who refused to eat.
Yasak domuzları kurban ettiler ve yemeyi reddeden herkesi öldürdüler.
Why did Adam eat the forbidden fruit?
Adem yasak meyveyi neden yedi?
The more things are forbidden, the more popular they become.
Ne kadar çok şey yasaklanırsa o kadar popüler olurlar.
It is forbidden to throw things out of the window.
Pencereden bir şeyler atmak yasak.
She is forbidden to go out.
Dışarı çıkması yasak.
I am forbidden to use this telephone.
Bu telefonu kullanmam yasak.
Smoking is strictly forbidden here.
Burada sigara içmek kesinlikle yasaktır.
Smoking is forbidden in this area.
Bu bölgede sigara içmek yasaktır.
Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.
Bu sakin vahşi doğada avcılık oyunu yasaktır.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.