Translation meaning & definition of the word "fondness" into Turkish language
Türk diline "fondness" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Fondness
[Sevgi]/fɑndnəs/
noun
1. A predisposition to like something
- "He had a fondness for whiskey"
- synonym:
- fondness ,
- fancy ,
- partiality
1. Bir şeyi sevmeye yatkınlık
- "Viskiye düşkünlüğü vardı"
- eşanlamlı:
- sevgi ,
- fantezi ,
- düşkünlük
2. A positive feeling of liking
- "He had trouble expressing the affection he felt"
- "The child won everyone's heart"
- "The warmness of his welcome made us feel right at home"
- synonym:
- affection ,
- affectionateness ,
- fondness ,
- tenderness ,
- heart ,
- warmness ,
- warmheartedness ,
- philia
2. Olumlu bir beğenme hissi
- "Hissettiği sevgiyi ifade etmekte zorlandı"
- "Çocuk herkesin kalbini kazandı"
- "Hoşlanmasının sıcaklığı bizi evimizde hissettirdi"
- eşanlamlı:
- sevgi ,
- şefkatlilik ,
- hassasiyet ,
- yürek ,
- sıcaklık ,
- sıcakkanlılık ,
- filiya
3. A quality proceeding from feelings of affection or love
- synonym:
- affectionateness ,
- fondness ,
- lovingness ,
- warmth
3. Sevgi veya sevgi duygularından kaynaklanan bir kalite
- eşanlamlı:
- şefkatlilik ,
- sevgi ,
- sıcaklık
Examples of using
All of his friends were body pillows, and all of hers were dolls; so they bonded over their fondness for animating the inanimate. However, because they were not inanimate objects but people with complex emotions, their relationship was sometimes strained.
Onun arkadaşlarının hepsi vücut yastığıydılar,ve onunkilerinin hepsi oyuncak bebektiler;böylece bir ölüyü canlandırmaya olan düşkünlüklerine yapıştılar.Fakat onların cansız nesne olmamalarından fakat kompleks duyguları olan insanlardan dolayı onların ilişkileri bazen gergindi.
He has a morbid fondness for murder mysteries.
Onun cinayet gizemlerine karşı marazi bir düşkünlüğü vardır.