Translation meaning & definition of the word "foe" into Turkish language
Türk diline "ayakkabı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Foe
[Rakip]/foʊ/
noun
1. An armed adversary (especially a member of an opposing military force)
- "A soldier must be prepared to kill his enemies"
- synonym:
- enemy ,
- foe ,
- foeman ,
- opposition
1. Silahlı bir düşman (özellikle karşıt bir askeri gücün üyesi)
- "Bir asker düşmanlarını öldürmeye hazır olmalı"
- eşanlamlı:
- düşman ,
- rakip ,
- cayma ,
- muhalefet
2. A personal enemy
- "They had been political foes for years"
- synonym:
- foe ,
- enemy
2. Kişisel bir düşman
- "Yıllardır siyasi düşmanlar"
- eşanlamlı:
- rakip ,
- düşman
Examples of using
"That shan't happen again," Fortunatus said to himself, and they started to ride at each other again. This time, Fortunatus's spear met his foe so powerfully that he flew from his horse like a ball and lay dead on the earth.
" O tekrar olmayacak. "Fortunatus kendi kendine söyledi, ve tekrar birbirlerine at sürmeye başladılar. Bu defa Fortunatus'un mızrağı düşmanına o kadar güçlü rastladı ki o atından bir top gibi uçtu ve yerde ölü yatıyordu.