Translation meaning & definition of the word "fly" into Turkish language
Türk diline "uçmak" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Fly
[Uçuşmak]noun
1. Two-winged insects characterized by active flight
- synonym:
- fly
1. Aktif uçuş ile karakterize edilen iki kanatlı böcekler
- eşanlamlı:
- uçmak
2. Flap consisting of a piece of canvas that can be drawn back to provide entrance to a tent
- synonym:
- tent-fly ,
- rainfly ,
- fly sheet ,
- fly ,
- tent flap
2. Bir çadırın girişini sağlamak için geri çekilebilen bir tuval parçasından oluşan kapak
- eşanlamlı:
- sinek ,
- yağmur sineği ,
- sineklik ,
- uçmak ,
- çadır kanadı
3. An opening in a garment that is closed by a zipper or by buttons concealed under a fold of cloth
- synonym:
- fly ,
- fly front
3. Bir fermuarla kapatılmış bir giysi veya bir kumaş katının altına gizlenmiş düğmelerle açılan bir açıklık
- eşanlamlı:
- uçmak ,
- öne uçmak
4. (baseball) a hit that flies up in the air
- synonym:
- fly ,
- fly ball
4. (beyzbol) havada uçan bir vuruş
- eşanlamlı:
- uçmak ,
- sinek topu
5. Fisherman's lure consisting of a fishhook decorated to look like an insect
- synonym:
- fly
5. Balıkçının cazibesi, böcek gibi görünmek için süslenmiş bir balık kancasından oluşuyor
- eşanlamlı:
- uçmak
verb
1. Travel through the air
- Be airborne
- "Man cannot fly"
- synonym:
- fly ,
- wing
1. Havada yolculuk etmek
- Havada olmak
- "İnsan uçamaz" demek"
- eşanlamlı:
- uçmak ,
- kanat
2. Move quickly or suddenly
- "He flew about the place"
- synonym:
- fly
2. Hızlı veya aniden hareket edin
- "Yerde uçtu"
- eşanlamlı:
- uçmak
3. Operate an airplane
- "The pilot flew to cuba"
- synonym:
- fly ,
- aviate ,
- pilot
3. Uçağı çalıştırmak
- "Pilot küba'ya uçtu"
- eşanlamlı:
- uçmak ,
- açılmak ,
- pilot
4. Transport by aeroplane
- "We fly flowers from the caribbean to north america"
- synonym:
- fly
4. Uçak ile ulaşım
- "Karayiplerden kuzey amerika'ya çiçek uçuruyoruz"
- eşanlamlı:
- uçmak
5. Cause to fly or float
- "Fly a kite"
- synonym:
- fly
5. Uçmak ya da yüzmek
- "Uçurtma uçurmak"
- eşanlamlı:
- uçmak
6. Be dispersed or disseminated
- "Rumors and accusations are flying"
- synonym:
- fly
6. Dağılmak veya dağıtılmak
- "Sorumlar ve suçlamalar uçuyor"
- eşanlamlı:
- uçmak
7. Change quickly from one emotional state to another
- "Fly into a rage"
- synonym:
- fly
7. Bir duygusal durumdan diğerine hızla değişin
- "Öfkeye girmek"
- eşanlamlı:
- uçmak
8. Pass away rapidly
- "Time flies like an arrow"
- "Time fleeing beneath him"
- synonym:
- fly ,
- fell ,
- vanish
8. Çabuk geçmek
- "Zaman bir ok gibi uçar"
- "Altından kaçan zaman"
- eşanlamlı:
- uçmak ,
- fall ,
- kaybolmak
9. Travel in an airplane
- "She is flying to cincinnati tonight"
- "Are we driving or flying?"
- synonym:
- fly
9. Uçakla yolculuk yapmak
- "Bu gece cincinnati'ye uçuyor"
- "Sürüyor muyuz, uçuyor muyuz?"
- eşanlamlı:
- uçmak
10. Display in the air or cause to float
- "Fly a kite"
- "All nations fly their flags in front of the u.n."
- synonym:
- fly
10. Havada görüntüleyin veya yüzmeye neden olun
- "Uçurtma uçurmak"
- "Bütün uluslar bayraklarını bm'nin önünde uçururlar."
- eşanlamlı:
- uçmak
11. Run away quickly
- "He threw down his gun and fled"
- synonym:
- flee ,
- fly ,
- take flight
11. Çabuk kaçmak
- "Ateşini atıp kaçtı"
- eşanlamlı:
- kaçmak ,
- uçmak ,
- uçuş
12. Travel over (an area of land or sea) in an aircraft
- "Lindbergh was the first to fly the atlantic"
- synonym:
- fly
12. Bir uçakta (kara veya deniz alanı) üzerinden seyahat edin
- "Lindbergh atlantik'i ilk uçuran kişiydi"
- eşanlamlı:
- uçmak
13. Hit a fly
- synonym:
- fly
13. Olta atmak
- eşanlamlı:
- uçmak
14. Decrease rapidly and disappear
- "The money vanished in las vegas"
- "All my stock assets have vaporized"
- synonym:
- vanish ,
- fly ,
- vaporize
14. Hızla azalın ve kaybolan
- "Para las vegas'ta kayboldu"
- "Tüm hisse senedi varlıklarım buharlaştı"
- eşanlamlı:
- kaybolmak ,
- uçmak ,
- buharlaştırmak
adjective
1. (british informal) not to be deceived or hoodwinked
- synonym:
- fly
1. (i̇ngiliz gayriresmî) aldatılmamalı veya kapüşonlu olmamalıdır
- eşanlamlı:
- uçmak