Translation meaning & definition of the word "flourish" into Turkish language
Türk diline "çiçek" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Flourish
[Lezzetli]/flərɪʃ/
noun
1. A showy gesture
- "She entered with a great flourish"
- synonym:
- flourish
1. Gösterişli bir jest
- "Büyük bir gelişmeyle girdi"
- eşanlamlı:
- gelişmek
2. An ornamental embellishment in writing
- synonym:
- flourish
2. Yazılı bir süs bezeme
- eşanlamlı:
- gelişmek
3. A display of ornamental speech or language
- synonym:
- flourish
3. Süslü konuşma veya dilin gösterimi
- eşanlamlı:
- gelişmek
4. The act of waving
- synonym:
- flourish ,
- brandish
4. El sallama eylemi
- eşanlamlı:
- gelişmek ,
- savurmak
5. (music) a short lively tune played on brass instruments
- "He entered to a flourish of trumpets"
- "Her arrival was greeted with a rousing fanfare"
- synonym:
- flourish ,
- fanfare ,
- tucket
5. (müzik) pirinç enstrümanlar üzerinde çalınan kısa canlı bir melodi
- "Trompetlerin gelişmesine girdi"
- "Gelişi heyecan verici bir fanfare ile karşılandı"
- eşanlamlı:
- gelişmek ,
- fanfar ,
- tutkal
verb
1. Grow vigorously
- "The deer population in this town is thriving"
- "Business is booming"
- synonym:
- boom ,
- thrive ,
- flourish ,
- expand
1. Kuvvetlice büyümek
- "Bu kasabadaki geyik nüfusu artıyor"
- "İş patlıyor"
- eşanlamlı:
- bom ,
- gelişmek ,
- genişletmek
2. Make steady progress
- Be at the high point in one's career or reach a high point in historical significance or importance
- "The new student is thriving"
- synonym:
- thrive ,
- prosper ,
- fly high ,
- flourish
2. Istikrarlı bir ilerleme kaydet
- Kişinin kariyerinde yüksek bir noktada olun veya tarihsel önemi veya önemi yüksek bir noktaya ulaşın
- "Yeni öğrenci gelişiyor"
- eşanlamlı:
- gelişmek ,
- başarılı olmak ,
- yüksekten uçmak
3. Move or swing back and forth
- "She waved her gun"
- synonym:
- brandish ,
- flourish ,
- wave
3. İleri geri hareket edin veya sallayın
- "Silahını salladı"
- eşanlamlı:
- savurmak ,
- gelişmek ,
- dalga