Translation meaning & definition of the word "flame" into Turkish language
Türk diline "alev" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Flame
[Alevlenmek]/flem/
noun
1. The process of combustion of inflammable materials producing heat and light and (often) smoke
- "Fire was one of our ancestors' first discoveries"
- synonym:
- fire ,
- flame ,
- flaming
1. Isı ve ışık ve (sıklıkla) duman üreten yanıcı maddelerin yanma süreci
- "Ateş atalarımızın ilk keşiflerinden biriydi"
- eşanlamlı:
- ateş ,
- alevlenmek ,
- yanan
verb
1. Shine with a sudden light
- "The night sky flared with the massive bombardment"
- synonym:
- flare ,
- flame
1. Ani bir ışıkla parlayın
- "Gece göğü büyük bombardımanla parladı"
- eşanlamlı:
- alevlenmek
2. Be in flames or aflame
- "The sky seemed to flame in the hawaiian sunset"
- synonym:
- flame
2. Alevler içinde veya alevler içinde olmak
- "Hawaii gün batımında gökyüzü alev almış gibiydi"
- eşanlamlı:
- alevlenmek
3. Criticize harshly, usually via an electronic medium
- "The person who posted an inflammatory message got flamed"
- synonym:
- flame
3. Sertçe eleştirin, genellikle elektronik bir ortam aracılığıyla
- "İnflamatuar mesaj gönderen kişi alevlendi"
- eşanlamlı:
- alevlenmek
Examples of using
Tom lit the candle and then stared at its flame.
Tom kandili yaktı ve alevine baktı.
Tom was staring at the flame.
Tom aleve bakıyordu.
Tom turned down the flame.
Tom ateşi kıstı.