Translation meaning & definition of the word "fixate" into Turkish language
Türk diline "fixate" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Fixate
[Sabitleştirmek]/fɪkset/
verb
1. Attach (oneself) to a person or thing in a neurotic way
- "He fixates on his mother, even at the age of 40"
- synonym:
- fixate
1. Nevrotik bir şekilde bir kişiye veya şeye (kendine) takın
- "40 yaşında bile annesine takılır"
- eşanlamlı:
- sabitleştirmek
2. Pay attention to exclusively and obsessively
- "The media are fixating on princess diana's death"
- synonym:
- fixate
2. Sadece ve takıntılı olarak dikkat edin
- "Medya prenses diana'nın ölümüyle ilgili"
- eşanlamlı:
- sabitleştirmek
3. Make fixed, stable or stationary
- "Let's fix the picture to the frame"
- synonym:
- fixate ,
- fix
3. Sabit, sabit veya sabit hale getirin
- "Resmi çerçeveye sabitleyelim"
- eşanlamlı:
- sabitleştirmek ,
- düzeltmek
4. Become fixed (on)
- "Her eyes fixated on a point on the horizon"
- synonym:
- fixate ,
- settle on
4. Sabit ol (açık)
- "Gözleri ufuktaki bir noktaya sabitlenmiş"
- eşanlamlı:
- sabitleştirmek ,
- uzlaşmak
Examples of using
Don't fixate on that.
Onu bağlama.