Translation meaning & definition of the word "fishing" into Turkish language

noun

1. The act of someone who fishes as a diversion

synonym:
• fishing
,
• sportfishing

1. Bir saptırma olarak balık birinin eylemi

eşanlamlı:
• balıkçılık
,
• sportfishing

2. The occupation of catching fish for a living

synonym:
• fishing

2. Yaşamak için balık yakalama mesleği

eşanlamlı:
• balıkçılık

Examples of using

I wanted to go ice fishing with you last weekend.

Geçen hafta sonu seninle buz balıkçılığına gitmek istiyordum.

Do you want to go fishing with me?

Benimle balığa gitmek ister misin?

Tom went fishing the day before yesterday.

Tom evvelsi gün balığa gitti.

I should've gone fishing.

Balık avına gitmeliydim.

Tom is fishing for trout about a hundred meters downstream from here.

Tom buradan yaklaşık yüz metre aşağıda alabalık avlıyor.

Tom is going fishing.

Tom balık tatmaya gidiyor.

Tom is fishing now.

Tom şimdi balık tutuyor.

Tom didn't go fishing.

Tom balık tutmaya gitmedi.

What a beautiful morning for fishing!

Balıkçılık için ne güzel bir sabah!

Tom has never been fishing in his life.

Tom hayatında hiç balık tutmaya gitmedi.

You aren't supposed to go fishing without a license.

Ruhsatın olmadan balık tutmaya gitmemelisin.

We spent the whole day fishing.

Bütün günü balık tutarak geçirdik.

Let's spend the whole day fishing.

Bütün günü balık tutarak geçirelim.

You and Tom used to go fishing together, didn't you?

Sen ve Tom birlikte balık tutmaya giderdiniz, değil mi?

I've caught a lot of fish here. It's a great fishing spot.

Burada bir sürü balık yakaladım. Burası büyük bir balıkçılık bölgesi.

Would you like to come fishing with us?

Bizimle balık tutmaya gelir misin?

Tom never enjoyed fishing with his father.

Tom babasıyla balığa çıkmaktan hiç keyif almadı.