Examples of using
Tom is a financial analyst.
Tom bir finansal analist.
I need some financial advice.
Biraz mali tavsiyeye ihtiyacım var.
With respect to financial matters, Mr. Jones knows more than anyone else in the company.
Mali konularla ilgili olarak, Bay Jones şirketteki başka birinden daha çok bilir.
Tom tried not to listen to Mary and John discussing their financial situation.
Tom, Mary ve John'un finansal durumlarını tartışmalarını dinlememeye çalıştı.
Tom is facing financial problems.
Tom mali sorunlarla karşı karşıya.
The new government has financial troubles.
Yeni hükümetin malî sorunları var.
He would learn how to keep financial records.
O, mali kayıtları nasıl tutacağını öğrenecekti.
They would support his financial plan.
Onun mali planını desteklerlerdi.
Black money scandal, 11th of September, expenseuro, the Old Europe, Hartz IV, Madame Chancellor, fanmile, climatic catastrophe, financial crisis, wreckage bonus and citizen of anger are the last ten words of the year in Germany.
Kara para skandalı, 11 Eylül, euronun yayılması, Eski Avrupa, IV. Hartz, Bayan Başbakan, vantilatör mili, iklim felaketi, mali kriz, enkaz primi ve kızgın vatandaş, Almanya'da yılın son 10 kelimesidir.
He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
Victims of the hurricane received financial aid from the government.
Kasırga mağdurları hükümetten mali yardım aldı.
The company is in financial trouble.
Şirket mali sıkıntıda.
Our financial problems are serious.
Finansal sorunlarımız ciddi.
They are facing financial problems.
Onlar mali sorunlarla karşı karşıya.
There was a financial crisis in 2009.
2009 yılında mali bir kriz vardı.
This financial audit also includes an evaluation of the company's assets.
Bu mali denetim, aynı zamanda şirketin varlıklarının bir değerlendirmesini içerir.
He was not a financial burden on her.
Onun üstünde mali bir yük değildi.
We decided to cease financial support.
Finansal desteği durdurmaya karar verdik.
Workers are taking a financial beating in the employment crisis.
İşçiler iş krizinde mali yenilgi alıyorlar.