Translation meaning & definition of the word "final" into Turkish language

noun

1. The final match between the winners of all previous matches in an elimination tournament

synonym:
• final

1. Bir eleme turnuvasında önceki tüm maçların galipleri arasındaki final maçı

eşanlamlı:
• final

2. An examination administered at the end of an academic term

synonym:
• final examination
,
• final exam
,
• final

2. Bir akademik dönem sonunda verilen sınav

eşanlamlı:
• final sınavı
,
• final

adjective

1. Occurring at or forming an end or termination

• "His concluding words came as a surprise"

• "The final chapter"

• "The last days of the dinosaurs"

• "Terminal leave"

synonym:
• concluding
,
• final
,
• last
,
• terminal

1. Bir son veya sonda meydana gelen veya oluşan

• "Sonuç sözleri sürpriz oldu"

• "Son bölüm"

• "Dinozorların son günleri"

• "Terminal izin"

eşanlamlı:
• sonuçlandıran
,
• final
,
• sonuncu
,
• terminal

2. Conclusive in a process or progression

• "The final answer"

• "A last resort"

• "The net result"

synonym:
• final
,
• last
,
• net

2. Bir süreç veya ilerlemede kesin

• "Son cevap"

• "Son çare"

• "Net sonuç" demek"

eşanlamlı:
• final
,
• sonuncu
,
• net

3. Not to be altered or undone

• "The judge's decision is final"

• "The arbiter will have the last say"

synonym:
• final
,
• last

3. Değiştirilmemeli veya geri alınmamalı

• "Hakimin kararı kesindir"

• "Hakem son sözü söyleyecek"

eşanlamlı:
• final
,
• sonuncu

Examples of using

Is that your final decision?

Son kararınız mı?

Is that your final decision?

Son kararın mı?

I made the final decision.

Son kararımı verdim.

I made several mistakes on the final exam.

Final sınavında birkaç hata yaptım.

I have one final question for you.

Senin için bir final sorum var.

This is my final offer.

Bu son teklifim.

This is your final warning.

Bu senin son uyarın.

Most students are preparing for the final exams.

Çoğu öğrenci final sınavları için hazırlanıyor.

I used to watch this anime a lot when I was a kid, but I can't quite remember what happened to the hero in the final episode.

Bir çocukken bu animeyi çok izlerdim fakat son bölümde kahramana ne olduğunu tam olarak hatırlayamıyorum.

Tom decided it was up to him to make the final decision.

Tom son kararı vermenin ona kaldığına karar verdi.

Tom left the final decision to Mary.

Tom nihai kararı Mary'ye bıraktı.

Tom failed to pass the final exam.

Tom final sınavını geçemedi.

The final value theorem does not apply if the system is not stable.

Eğer sistem istikrarlı değilse, son değer teoremi uygulanmaz.

He was not satisfied with the final bill.

Son hesaptan memnun değildi.

All sales are final.

Tüm satışlar sondur.

The final piece makes up the whole pie.

Son parça tüm pastayı oluşturur.

The final piece was placed in the puzzle.

Son parça bulmacaya yerleştirildi.

They are in the final part of the race.

Onlar yarışın son bölümünde.

What were her final words?

Onun son sözleri nelerdi?