Translation meaning & definition of the word "fighting" into Turkish language

noun

1. The act of fighting

• Any contest or struggle

• "A fight broke out at the hockey game"

• "There was fighting in the streets"

• "The unhappy couple got into a terrible scrap"

synonym:
• fight
,
• fighting
,
• combat
,
• scrap

1. Savaşma eylemi

• Herhangi bir yarışma veya mücadele

• "Hokey maçında kavga çıktı"

• "Sokaklarda kavga vardı"

• "Mutsuz çift korkunç bir hurdaya çıktı"

eşanlamlı:
• kavga
,
• dövüş
,
• kırıntı

adjective

1. Engaged in or ready for military or naval operations

• "On active duty"

• "The platoon is combat-ready"

• "Review the fighting forces"

synonym:
• active
,
• combat-ready
,
• fighting(a)

1. Askeri veya deniz operasyonlarına katılan veya hazır

• "Aktif görevde"

• "Takım savaşa hazır"

• "Savaşan güçleri gözden geçirin"

eşanlamlı:
• aktif
,
• savaşa hazır
,
• kavga(a)

Examples of using

Tom doesn't like to see people fighting.

Tom insanların dövüştüğünü görmeyi sevmez.

I'm glad the two of you aren't fighting anymore.

Siz ikinizin artık dövüşmediğine sevindim.

I'm ready for fighting.

Ben savaşa hazırım.

Tom isn't fighting, is he?

Tom dövüşmüyor, değil mi?

Tom is fighting, isn't he?

Tom döğüşüyor, değil mi?

Tom always seems to be fighting.

Tom her zaman kavga ediyor gibi görünüyor.

I heard you and Tom fighting.

Senin ve Tom'un dövüştüğünü duydum.

I heard Tom and Mary fighting.

Tom ve Mary'nin dövüştüğünü duydum.

Tom won't stop fighting.

Tom dövüşmeyi durdurmayacak.

I'm not fighting.

Kavga etmiyorum.

I'm done fighting.

Kavgayı bitirdim.

I hate fighting.

Dövüşmekten nefret ediyorum.

We weren't fighting.

Biz döğüşmüyorduk.

We're still fighting.

Hâlâ dövüşüyoruz.

Tom wasn't fighting.

Tom dövüşmüyordu.

Tom was fighting.

Tom dövüşüyordu.

Tom stopped fighting.

Tom dövüşmeyi durdurdu.

Tom isn't fighting.

Tom dövüşmüyor.

Tom is fighting.

Tom mücadele ediyor.

Is Tom fighting?

Tom dövüşüyor mu?