Examples of using
We can be there in fifteen minutes.
On beş dakika içinde orada olabiliriz.
Please wait fifteen minutes.
Lütfen on beş dakika bekle.
There are fifteen people here, counting the guests.
Burada misafirler dahil on beş kişi var.
I'll be there in fifteen minutes.
On beş dakika içerisinde orada olacağım.
Tom showed up fifteen minutes late.
Tom on beş dakika geç geldi.
I've been playing soccer since I was fifteen.
Onbeş yaşımdan beri futbol oynuyorum.
I've been playing soccer since I was fifteen.
Onbeş yaşımdan beri futbol oynarım.
Tom and some other men arrived fifteen minutes ago.
Tom ve bazı diğer adamlar on beş dakika önce geldi.
Tom spent fifteen minutes trying to pry open the drawer with a crowbar, but he couldn't get it opened.
Tom çekmeceyi bir levye ile kaldırarak açmaya çalışarak on beş dakika harcadı fakat onu açamadı.
I'm not the same fool I was fifteen years ago.
On beş yıl önceki aynı aptal değilim.
I waited for fifteen minutes.
On beş dakika bekledim.
I've opened many Facebook and Twitter accounts since 2008. I now have six Facebook accounts and fifteen Twitter accounts.
2008'den beri bir sürü Facebook ve Twitter hesapları açtım. Şimdi altı Facebook hesabım ve on beş Twitter hesabım var.
Tom should be here within fifteen minutes.
Tom on beş dakika içerisinde burada olmalı.
Tom was expecting you fifteen minutes ago.
Tom seni on beş dakika önce bekliyordu.
Tom was only gone for fifteen minutes.
Tom sadece on beş dakika kendinden geçmişti.
It took Tom fifteen minutes of googling before he found what he was looking for.
Aradığını bulmadan önce internet'te arama yapmak Tom'un on beş dakikasını aldı.
Tom divorced his first wife more than fifteen years ago.
Tom on beş yıldan daha önce ilk eşinden boşandı.
Tom walks about fifteen miles a day.
Tom günde yaklaşık on beş mil yürüyor.
I learned how to drive when I was fifteen years old.
On beş yaşındayken araba sürmeyi öğrendim.
What were you like when you were fifteen?
On beş yaşındayken nasıl biriydin?
