Translation meaning & definition of the word "fierce" into Turkish language
Türk diline "ateş" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Fierce
[Şiddetli]/fɪrs/
adjective
1. Marked by extreme and violent energy
- "A ferocious beating"
- "Fierce fighting"
- "A furious battle"
- synonym:
- ferocious ,
- fierce ,
- furious ,
- savage
1. Aşırı ve şiddetli enerji ile işaretlenmiş
- "Ciddi bir dayak"
- "Sıfır dövüş"
- "Öfkeli bir savaş"
- eşanlamlı:
- şiddetli ,
- kızgın ,
- vahşi
2. Marked by extreme intensity of emotions or convictions
- Inclined to react violently
- Fervid
- "Fierce loyalty"
- "In a tearing rage"
- "Vehement dislike"
- "Violent passions"
- synonym:
- fierce ,
- tearing ,
- vehement ,
- violent ,
- trigger-happy
2. Aşırı duygu veya inanç yoğunluğu ile işaretlenmiştir
- Şiddetli tepki verme eğiliminde
- Ateşli
- "Kadar sadakat"
- "Yırtılma öfkesi içinde"
- "Şeharetten hoşlanmıyor"
- "Şiddetli tutkular"
- eşanlamlı:
- şiddetli ,
- yırtılma ,
- tetik mutlu
3. Ruthless in competition
- "Cutthroat competition"
- "Bowelless readiness to take advantage"
- synonym:
- cutthroat ,
- fierce ,
- bowelless
3. Rekabette acımasız
- "Boğaz rekabeti"
- "Büyülemez yararlanmak için hazırlık"
- eşanlamlı:
- amansız ,
- şiddetli ,
- bağırsaksız
4. Violently agitated and turbulent
- "Boisterous winds and waves"
- "The fierce thunders roar me their music"- ezra pound
- "Rough weather"
- "Rough seas"
- synonym:
- boisterous ,
- fierce ,
- rough
4. Şiddetli çalkantılı ve çalkantılı
- "Korkunç rüzgarlar ve dalgalar"
- "Şiddetli tunders bana müziklerini kükrüyor" - ezra pound
- "Kaba hava"
- "Kaba denizler"
- eşanlamlı:
- sert ,
- şiddetli
Examples of using
Tom is fierce.
Tom vahşi.
The battle was fierce and unbelievably bloody.
Savaş şiddetli ve inanılmaz şekilde kanlıydı.
But very soon, the battle would become fierce.
Fakat çok yakında savaş şiddetlenecekti.