Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "fell" into Turkish language

Türk diline "düşmek" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Fell

[Fall]
/fɛl/

noun

1. The dressed skin of an animal (especially a large animal)

    synonym:
  • hide
  • ,
  • fell

1. Bir hayvanın giyinmiş derisi (özellikle büyük bir hayvan)

    eşanlamlı:
  • gizlemek
  • ,
  • fall

2. Seam made by turning under or folding together and stitching the seamed materials to avoid rough edges

    synonym:
  • fell
  • ,
  • felled seam

2. Pürüzlü kenarları önlemek için dikişli malzemelerin altına veya katlanmasına ve dikişlerine göre yapılan dikiş

    eşanlamlı:
  • fall
  • ,
  • düşen dikiş

3. The act of felling something (as a tree)

    synonym:
  • fell

3. Bir şeyi (ağaç gibi) kesmek

    eşanlamlı:
  • fall

verb

1. Cause to fall by or as if by delivering a blow

  • "Strike down a tree"
  • "Lightning struck down the hikers"
    synonym:
  • fell
  • ,
  • drop
  • ,
  • strike down
  • ,
  • cut down

1. Bir darbe vererek ya da sanki düşmek neden

  • "Ağaçtan aşağı at"
  • "Yıldırım yürüyüşçüleri vurdu"
    eşanlamlı:
  • fall
  • ,
  • damlamak
  • ,
  • devirmek
  • ,
  • kesmek

2. Pass away rapidly

  • "Time flies like an arrow"
  • "Time fleeing beneath him"
    synonym:
  • fly
  • ,
  • fell
  • ,
  • vanish

2. Çabuk geçmek

  • "Zaman bir ok gibi uçar"
  • "Altından kaçan zaman"
    eşanlamlı:
  • uçmak
  • ,
  • fall
  • ,
  • kaybolmak

3. Sew a seam by folding the edges

    synonym:
  • fell

3. Kenarları katlayarak bir dikiş dikin

    eşanlamlı:
  • fall

adjective

1. (of persons or their actions) able or disposed to inflict pain or suffering

  • "A barbarous crime"
  • "Brutal beatings"
  • "Cruel tortures"
  • "Stalin's roughshod treatment of the kulaks"
  • "A savage slap"
  • "Vicious kicks"
    synonym:
  • barbarous
  • ,
  • brutal
  • ,
  • cruel
  • ,
  • fell
  • ,
  • roughshod
  • ,
  • savage
  • ,
  • vicious

1. (kişilerin veya eylemlerinin) acı veya ıstırap çekebilecek veya bertaraf edebilecek

  • "Barbarca bir suç"
  • "Acımasız dayak"
  • "Zeybek işkencesi"
  • "Stalin'in kulaks'a kaba muamelesi"
  • "Vahşi bir tokat"
  • "Kısır tekmeler"
    eşanlamlı:
  • barbar
  • ,
  • zalim
  • ,
  • fall
  • ,
  • kaba yonca
  • ,
  • vahşi
  • ,
  • şiddetli

Examples of using

Tom fell asleep on guard duty.
Tom nöbette uyuyakaldı.
Tom and Mary fell in love.
Tom ve Mary aşık oldular.
Tom and Mary fell in love with each other at first sight.
Tom ve Mary ilk görüşte birbirlerine aşık oldular.