Translation meaning & definition of the word "favor" into Turkish language
Türk diline "favor" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Favor
[Iyilik]/fevər/
noun
1. An act of gracious kindness
- synonym:
- favor ,
- favour
1. Zarif bir nezaket eylemi
- eşanlamlı:
- iyilik
2. An advantage to the benefit of someone or something
- "The outcome was in his favor"
- synonym:
- favor ,
- favour
2. Birinin veya bir şeyin yararına bir avantaj
- "Sonuç onun lehindeydi"
- eşanlamlı:
- iyilik
3. An inclination to approve
- "That style is in favor this season"
- synonym:
- favor ,
- favour
3. Onaylama eğilimi
- "Bu tarz bu sezondan yana"
- eşanlamlı:
- iyilik
4. A feeling of favorable regard
- synonym:
- favor ,
- favour
4. Olumlu saygı duygusu
- eşanlamlı:
- iyilik
5. Souvenir consisting of a small gift given to a guest at a party
- synonym:
- party favor ,
- party favour ,
- favor ,
- favour
5. Bir partide bir konuğa verilen küçük bir hediyeden oluşan hatıra
- eşanlamlı:
- parti lehine ,
- parti favorisi ,
- iyilik
verb
1. Promote over another
- "He favors his second daughter"
- synonym:
- prefer ,
- favor ,
- favour
1. Başkasının üzerinde teşvik etmek
- "İkinci kızını tercih ediyor"
- eşanlamlı:
- tercih etmek ,
- iyilik
2. Consider as the favorite
- "The local team was favored"
- synonym:
- favor ,
- favour
2. Favori olarak düşünün
- "Yerel ekip tercih edildi"
- eşanlamlı:
- iyilik
3. Treat gently or carefully
- synonym:
- favor ,
- favour
3. Nazikçe veya dikkatlice tedavi edin
- eşanlamlı:
- iyilik
4. Bestow a privilege upon
- synonym:
- privilege ,
- favor ,
- favour
4. Ayrıcalık vermek
- eşanlamlı:
- ayrıcalık ,
- iyilik
Examples of using
Tom owes us a favor.
Tom bize bir iyilik borçlu.
Tom asked me if I could do him a favor.
Tom bana ona bir iyilik yapıp yapamayacağımı sordu.
Tom asked Mary if she could do him a favor.
Tom Mary'ye ona bir iyilik yapıp yapamayacağını sordu.