Translation meaning & definition of the word "fasten" into Turkish language
Türk diline "hızlandır" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Fasten
[Bağlamak]/fæsən/
verb
1. Cause to be firmly attached
- "Fasten the lock onto the door"
- "She fixed her gaze on the man"
- synonym:
- fasten ,
- fix ,
- secure
1. Sıkıca tutturulmak
- "Kili kapıya sabitleyin"
- "Bakışlarını adama dikti"
- eşanlamlı:
- bağlamak ,
- düzeltmek ,
- güvenli
2. Become fixed or fastened
- "This dress fastens in the back"
- synonym:
- fasten
2. Sabitlen veya sabitlen
- "Bu elbise arkaya takılır"
- eşanlamlı:
- bağlamak
3. Attach to
- "They fastened various nicknames to each other"
- synonym:
- fasten
3. Bağlamak
- "Çeşitli lakapları birbirlerine bağladılar"
- eşanlamlı:
- bağlamak
4. Make tight or tighter
- "Tighten the wire"
- synonym:
- tighten ,
- fasten
4. Sıkı veya daha sıkı olun
- "Teli sıkın"
- eşanlamlı:
- sıkmak ,
- bağlamak
Examples of using
She advised him to fasten his seat belt.
O ona emniyet kemerini bağlamasını tavsiye etti.
She showed them how to fasten their seat belts.
Emniyet kemerlerini nasıl bağlayacaklarını onlara gösterdi.
Please fasten your seat belts, and kindly refrain from smoking.
Lütfen emniyet kemerinizi takınız ve sigara içmekten uzak durunuz.