Translation meaning & definition of the word "fascinate" into Turkish language
Türk diline "fascinate" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Fascinate
[Büyülemek]/fæsənet/
verb
1. Cause to be interested or curious
- synonym:
- intrigue ,
- fascinate
1. İlgilenmek veya merak etmek
- eşanlamlı:
- şaşırtmak ,
- büyülemek
2. To render motionless, as with a fixed stare or by arousing terror or awe
- "The snake charmer fascinates the cobra"
- synonym:
- fascinate ,
- transfix ,
- grip ,
- spellbind
2. Sabit bir bakışla ya da terör ya da huşu uyandırarak hareketsiz hale getirmek
- "Yılan büyücü kobrayı büyülüyor"
- eşanlamlı:
- büyülemek ,
- delip geçmek ,
- tutmak ,
- büyü
3. Attract
- Cause to be enamored
- "She captured all the men's hearts"
- synonym:
- capture ,
- enamour ,
- trance ,
- catch ,
- becharm ,
- enamor ,
- captivate ,
- beguile ,
- charm ,
- fascinate ,
- bewitch ,
- entrance ,
- enchant
3. Çekmek
- Aşık olmak
- "Tüm erkeklerin kalplerini ele geçirdi"
- eşanlamlı:
- ele geçirmek ,
- büyülemek ,
- trans ,
- yakalamak ,
- beşarm ,
- cezbetmek ,
- çekicilik ,
- afsunlamak ,
- giriş
Examples of using
Books fascinate me.
Kitaplar beni büyüler.