Translation meaning & definition of the word "farm" into Turkish language

noun

1. Workplace consisting of farm buildings and cultivated land as a unit

• "It takes several people to work the farm"

synonym:
• farm

1. Birim olarak çiftlik binaları ve ekili arazilerden oluşan işyeri

• "Çiftlikte çalışmak için birkaç kişi gerekir"

eşanlamlı:
• çiftlik

verb

1. Be a farmer

• Work as a farmer

• "My son is farming in california"

synonym:
• farm

1. Çiftçi olmak

• Çiftçi gibi çalışmak

• "Oğlum kaliforniya'da çiftçilik yapıyor"

eşanlamlı:
• çiftlik

2. Collect fees or profits

synonym:
• farm

2. Ücret veya kar toplamak

eşanlamlı:
• çiftlik

3. Cultivate by growing, often involving improvements by means of agricultural techniques

• "The bordeaux region produces great red wines"

• "They produce good ham in parma"

• "We grow wheat here"

• "We raise hogs here"

synonym:
• grow
,
• raise
,
• farm
,
• produce

3. Büyüyerek yetiştirin, genellikle tarımsal tekniklerle iyileştirmeler yapın

• "Bordeaux bölgesi harika kırmızı şaraplar üretiyor"

• "Parma'da iyi jambon üretiyorlar"

• "Burada buğday yetiştiriyoruz"

• "Burada domuz yetiştiriyoruz"

eşanlamlı:
• büyümek
,
• yükseltmek
,
• çiftlik
,
• üretmek

Examples of using

Tom lived on a farm.

Tom bir çiftlikte yaşadı.

I was born on a farm.

Bir çiftlikte doğdum.

I grew up on a farm.

Bir çiftlikte büyüdüm.

Why did you leave your job on the farm?

Çiftlikteki işini niye bıraktın?

I worked on Mr. Wood's farm when I was young.

Gençken Bay Wood'un çiftliğinde çalıştım.

Tom lives on a farm with his wife, Mary, not too far from Boston.

Tom karısı Mary ile birlikte Boston'dan çok uzakta olmayan bir çiftlikte yaşıyor.

Tom has a small farm just outside of Boston.

Tom'un Boston'un hemen dışında küçük bir çiftliği var.

The horses are on the farm.

Atlar çiftlikte.

The cows are on the farm.

İnekler çiftlikte.

Families needed a lot of help on the farm.

Ailelerin çiftlikte çok yardıma ihtiyacı vardı.

The soldiers stopped at every farm and village.

Askerler her köy ve çiftlikte durdu.

Hoover was born in the farm state of Iowa in 1874.

Hoover, 1874'te Iowa çiftlik eyâletinde doğdu.

Hoover was born in the farm state of Iowa in 1874.

Hoover, Iowa çiftlik eyâletinde 1874'te doğdu.

They set fire to houses and farm buildings.

Evleri ve çiftlik binalarını kundakladılar.

They gathered at a farm in New York State.

New York Eyaleti'nde bir çiftlikte toplandılar.

Our farm is located in rural Nebraska.

Çiftliğimiz kırsal Nebraska'da yer almaktadır.

Roger left the farm when he was still very young.

Hâlâ çok gençken, Roger çiftlikten ayrıldı.

Cesar Chavez asked that strikers remain non-violent even though farm owners and their supporters sometimes used violence.

Cesar Chavez çiftlik sahipleri ve onların destekçileri bazen şiddet kullansalar bile greve katılanların sessiz kalmalarını istedi.