Translation meaning & definition of the word "fantastic" into Turkish language
Türk diline "fantastik" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Fantastic
[Fantastik]/fæntæstɪk/
adjective
1. Ludicrously odd
- "Hamlet's assumed antic disposition"
- "Fantastic halloween costumes"
- "A grotesque reflection in the mirror"
- synonym:
- antic ,
- fantastic ,
- fantastical ,
- grotesque
1. Komik bir şekilde garip
- "Hamlet'in varsaydığı antik eğilim"
- "Fantastik cadılar bayramı kostümleri"
- "Aynada grotesk bir yansıma"
- eşanlamlı:
- acayip ,
- fantastik ,
- grotesk
2. Extraordinarily good or great
- Used especially as intensifiers
- "A fantastic trip to the orient"
- "The film was fantastic!"
- "A howling success"
- "A marvelous collection of rare books"
- "Had a rattling conversation about politics"
- "A tremendous achievement"
- synonym:
- fantastic ,
- grand ,
- howling(a) ,
- marvelous ,
- marvellous ,
- rattling(a) ,
- terrific ,
- tremendous ,
- wonderful ,
- wondrous
2. Olağanüstü iyi ya da harika
- Özellikle yoğunlaştırıcı olarak kullanılır
- "Oryan'a harika bir gezi"
- "Film harikaydı!"
- "Bir uluyan başarı"
- "Nadir kitaplardan oluşan muhteşem bir koleksiyon"
- "Siyaset hakkında sarsıcı bir konuşma yaptım"
- "Muazzam bir başarı"
- eşanlamlı:
- fantastik ,
- büyük ,
- uluyan(a) ,
- harika ,
- muhteşem ,
- tıkırtı(a) ,
- müthiş ,
- muazzam ,
- harikulade
3. Fanciful and unrealistic
- Foolish
- "A fantastic idea of his own importance"
- synonym:
- fantastic ,
- wild
3. Hayalci ve gerçekçi olmayan
- Aptalca
- "Kendi önemi hakkında harika bir fikir"
- eşanlamlı:
- fantastik ,
- vahşi
4. Existing in fancy only
- "Fantastic figures with bulbous heads the circumference of a bushel"- nathaniel hawthorne
- synonym:
- fantastic ,
- fantastical
4. Sadece fantezi var
- "Bulbouslu fantastik figürler bir çalılığın çevresini yönetir"- nathaniel hawthorne
- eşanlamlı:
- fantastik
5. Extravagantly fanciful in design, construction, appearance
- "Gaudi's fantastic architecture"
- synonym:
- fantastic
5. Tasarım, inşaat, görünümde abartılı bir şekilde hayali
- "Gaudi'nin fantastik mimarisi"
- eşanlamlı:
- fantastik
Examples of using
Tom is a fantastic singer.
Tom harika bir şarkıcı.
I know you'll do a fantastic job.
Harika bir iş yapacağını biliyorum.
This looks fantastic.
Bu şahane görünüyor.