Translation meaning & definition of the word "faithful" into Turkish language

noun

1. Any loyal and steadfast following

synonym:
• faithful

1. Herhangi bir sadık ve kararlı takip

eşanlamlı:
• sadık

2. A group of people who adhere to a common faith and habitually attend a given church

synonym:
• congregation
,
• fold
,
• faithful

2. Ortak bir inanca bağlı olan ve belirli bir kiliseye alışılmış bir şekilde katılan bir grup insan

eşanlamlı:
• toplanma
,
• katlamak
,
• sadık

adjective

1. Steadfast in affection or allegiance

• "Years of faithful service"

• "Faithful employees"

• "We do not doubt that england has a faithful patriot in the lord chancellor"

synonym:
• faithful

1. Sevgi veya bağlılık konusunda kararlı

• "Sadık hizmet yılları"

• "Sadık çalışanlar"

• "İngiltere'nin lord şansölye'de sadık bir vatansever olduğundan şüphemiz yok"

eşanlamlı:
• sadık

2. Marked by fidelity to an original

• "A close translation"

• "A faithful copy of the portrait"

• "A faithful rendering of the observed facts"

synonym:
• close
,
• faithful

2. Orijinaline sadakat ile işaretlenir

• "Yakın bir çeviri"

• "Portrenin sadık bir kopyası"

• "Gözlemlenen gerçeklerin sadık bir yorumu"

eşanlamlı:
• kapatmak
,
• sadık

3. Not having sexual relations with anyone except your husband or wife, or your boyfriend or girlfriend

• "He remained faithful to his wife"

synonym:
• faithful

3. Kocanız veya eşiniz, erkek arkadaşınız veya kız arkadaşınız dışında kimseyle cinsel ilişkiye girmemek

• "Karısına sadık kaldı"

eşanlamlı:
• sadık

Examples of using

I'm faithful.

Ben sadığım.

Tom is faithful.

Tom sadıktır.

You're faithful.

Sen sadıksın.

We're faithful.

Biz sadığız.

Dogs are faithful animals.

Köpekler sadık hayvanlardır.

Tom certainly believes Mary is faithful.

Tom kesinlikle Mary'nin sadık olduğuna inanıyor.

Tom doesn't believe that Mary has been faithful to him.

Tom Mary'nin ona sadık olduğuna inanmıyor.

Tom is faithful to Mary.

Tom Mary'ye sadıktır.

I'm faithful to my wife.

Ben karıma sadığım.

Forty-four Americans have now taken the presidential oath. The words have been spoken during rising tides of prosperity and the still waters of peace. Yet, every so often, the oath is taken amidst gathering clouds and raging storms. At these moments, America has carried on not simply because of the skill or vision of those in high office, but because We the People have remained faithful to the ideals of our forebearers, and true to our founding documents.

Kırk-dört Amerikalı başkanlık yemini için şimdi götürüldü. Bu sözler yükselen refah gelgitleri ve durgun barış suları sırasında konuşulmaktadır.Ama, bazen, yemin toplanan bulutlar ve hiddetlenen fırtınalar arasında alınır.Bu anlarda, Amerika sadece yüksek ofistekilerin başarısı ve görüntüsü için değil fakat aynı zamanda atalarımızın idaellerine ve bulunan dökümanlara sadık kalan biz insanlardan dolayı sürdürdü.

Dogs are faithful.

Köpekler sadıktır.

You must be faithful to your word.

Sözüne sadık olmalısın.

Her dog is not so much faithful as tame.

Onun köpeği uysal olduğu kadar çok sadık değildir.

He remained faithful to the last.

O sonuna kadar sadık kaldı.

He was always faithful to his wife.

O her zaman karısına sadık idi.

He stared at the faithful miniature of the dinosaur.

O, dinozorun sadık minyatürüne baktı.

Broadly speaking, dogs are more faithful than cats.

Genellikle, köpekler kedilerden daha sadıktırlar.

A dog is a faithful animal.

Köpek sadık bir hayvandır.

A dog is faithful.

Bir köpek sadıktır.

A dog is a faithful animal, so it is said to be a friend of man.

Bir köpek sadık bir hayvandır, bu yüzden insan dostu olduğu söylenir.