Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "eye" into Turkish language

Türk diline "göz" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Eye

[Göz]
/aɪ/

noun

1. The organ of sight

    synonym:
  • eye
  • ,
  • oculus
  • ,
  • optic

1. Görme organı

    eşanlamlı:
  • göz
  • ,
  • oculus
  • ,
  • optik

2. Good discernment (either visually or as if visually)

  • "She has an eye for fresh talent"
  • "He has an artist's eye"
    synonym:
  • eye

2. İyi ayırt etme (görsel olarak veya görsel olarak)

  • "Yeni yeteneklere gözü var"
  • "Bir sanatçının gözü var"
    eşanlamlı:
  • göz

3. Attention to what is seen

  • "He tried to catch her eye"
    synonym:
  • eye

3. Neyin görüldüğüne dikkat edin

  • "Gözünü yakalamaya çalıştı"
    eşanlamlı:
  • göz

4. An area that is approximately central within some larger region

  • "It is in the center of town"
  • "They ran forward into the heart of the struggle"
  • "They were in the eye of the storm"
    synonym:
  • center
  • ,
  • centre
  • ,
  • middle
  • ,
  • heart
  • ,
  • eye

4. Daha büyük bir bölgede yaklaşık olarak merkezi bir alan

  • "Şehir merkezinde yer almaktadır"
  • "Mücadelenin kalbine doğru koştular"
  • "Fırtınanın gözündeydiler"
    eşanlamlı:
  • merkez
  • ,
  • orta
  • ,
  • yürek
  • ,
  • göz

5. A small hole or loop (as in a needle)

  • "The thread wouldn't go through the eye"
    synonym:
  • eye

5. Küçük bir delik veya halka (iğnede olduğu gibi)

  • "Iplik gözün içinden geçmezdi"
    eşanlamlı:
  • göz

verb

1. Look at

    synonym:
  • eye
  • ,
  • eyeball

1. Bakmak

    eşanlamlı:
  • göz
  • ,
  • göz küresi

Examples of using

Tom came close to losing an eye.
Tom neredeyse bir gözünü kaybediyordu.
Tom was very aware that every eye in the room was on him.
Tom odadaki her gözün onun üstünde olduğunun çok farkındaydı.
There's something in my eye.
Gözümde bir şey var.