Tom is in extreme pain.
Tom aşırı acı çekiyor.
This is extreme.
Bu aşırı.
It's an extreme case.
Aşırı bir vaka.
Hamilton's ideas were extreme.
Hamilton'un fikirleri aşırıydı.
Base jumping is an extreme sport.
Base jumping ekstrem bir spordur.
Tom's job creates extreme stress.
Tom'un işi aşırı stres yaratıyor.
They're having extreme money problems.
Aşırı para sorunları yaşıyorlar.
Tom likes the extreme cold of Alaska.
Tom Alaska'nın aşırı soğuğunu sever.
I hear you've done some pretty extreme stuff.
Duyduğuma göre oldukça aşırı şeyler yapmışsın.
Man, too, has been given protective devices against extreme temperatures.
İnsana da aşırı sıcaklıklara karşı koruyucu cihazlar verildi.
His ideas are too extreme for me.
Onun fikirleri benim için çok aşırı.
The soup-spoon is always on the extreme right.
Çorba kaşığı her zaman en sağdadır.
The town is located in the extreme north of Japan.
Kasaba Japonya'nın en kuzeyinde yer almaktadır.
Your proposal is a bit extreme.
Teklifiniz biraz aşırı.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.