Translation meaning & definition of the word "extraordinary" into Turkish language
Türk diline "olağanüstü" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Extraordinary
[Olağanüstü]/ɛkstrəɔrdənɛri/
adjective
1. Beyond what is ordinary or usual
- Highly unusual or exceptional or remarkable
- "Extraordinary authority"
- "An extraordinary achievement"
- "Her extraordinary beauty"
- "Enjoyed extraordinary popularity"
- "An extraordinary capacity for work"
- "An extraordinary session of the legislature"
- synonym:
- extraordinary
1. Sıradan veya olağan olanın ötesinde
- Son derece sıradışı veya olağanüstü veya dikkat çekici
- "Olağanüstü otorite"
- "Olağanüstü bir başarı"
- "Olağanüstü güzelliği"
- "Olağanüstü popülerliğin tadını çıkardı"
- "İş için olağanüstü bir kapasite"
- "Yasama organının olağanüstü bir oturumu"
- eşanlamlı:
- olağanüstü
2. Far more than usual or expected
- "An extraordinary desire for approval"
- "It was an over-the-top experience"
- synonym:
- extraordinary ,
- over-the-top ,
- sinful
2. Normalden çok daha fazla veya beklenenden
- "Onay için olağanüstü bir istek"
- "En üst düzey bir deneyimdi"
- eşanlamlı:
- olağanüstü ,
- üstte ,
- günahkâr
3. (of an official) serving an unusual or special function in addition to those of the regular officials
- "An ambassador extraordinary"
- synonym:
- extraordinary(p)
3. (bir yetkilinin) normal görevlilerinkine ek olarak olağandışı veya özel bir işleve hizmet eden
- "Olağanüstü bir büyükelçi"
- eşanlamlı:
- olağanüstü(p)
Examples of using
Tom is an extraordinary person.
Tom olağanüstü bir kişidir.
You're an extraordinary woman.
Olağanüstü bir kadınsın.
You must be an extraordinary teacher.
Olağanüstü bir öğretmen olmalısın.