Translation meaning & definition of the word "extinct" into Turkish language
Türk diline "soyu tükenmiş" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Extinct
[Sönmüş]/ɪkstɪŋkt/
adjective
1. No longer in existence
- Lost or especially having died out leaving no living representatives
- "An extinct species of fish"
- "An extinct royal family"
- "Extinct laws and customs"
- synonym:
- extinct ,
- nonextant
1. Artık yok
- Kayıp ya da özellikle yaşayan temsilciler bırakmadan ölmüş olmak
- "Soyu tükenmiş bir balık türü"
- "Soyu tükenmiş bir kraliyet ailesi"
- "Soyu tükenmiş yasalar ve gelenekler"
- eşanlamlı:
- sönmüş ,
- olmayan
2. (of e.g. volcanos) permanently inactive
- "An extinct volcano"
- synonym:
- extinct
2. (örneğin volkanlar) kalıcı olarak inaktiftir
- "Sönmüş bir yanardağ"
- eşanlamlı:
- sönmüş
3. Being out or having grown cold
- "Threw his extinct cigarette into the stream"
- "The fire is out"
- synonym:
- extinct ,
- out(p)
3. Dışarıda olmak ya da soğuk olmak
- "Soyu tükenmiş sigarasını dereye attı"
- "Ateş söndü" dedi"
- eşanlamlı:
- sönmüş ,
- çıkış(p)
Examples of using
Dinosaurs became extinct a very long time ago.
Dinozorların çok uzun zaman önce nesilleri tükenmiştir.
Dinosaurs are now extinct.
Şimdi dinozorların nesli tükendi.