Translation meaning & definition of the word "extent" into Turkish language

noun

1. The point or degree to which something extends

• "The extent of the damage"

• "The full extent of the law"

• "To a certain extent she was right"

synonym:
• extent

1. Bir şeyin uzandığı nokta veya derece

• "Zararın boyutu"

• "Yasanın tam kapsamı"

• "Bir dereceye kadar haklıydı"

eşanlamlı:
• genişlik

2. The distance or area or volume over which something extends

• "The vast extent of the desert"

• "An orchard of considerable extent"

synonym:
• extent

2. Üzerinde bir şeyin uzandığı mesafe veya alan veya hacim

• "Çölün büyük kısmı"

• "Önemli ölçüde bir meyve bahçesi"

eşanlamlı:
• genişlik

Examples of using

Tom speaks French to some extent.

Tom bir ölçüde Fransızca konuşur.

Tom can understand Mary's problem to some extent.

Tom Mary'nin sorununu bir ölçüde anlayabilir.

She speaks Japanese to some extent.

Bir ölçüde Fransızca konuşur.

I can understand this problem to some extent.

Bir yere kadar bu problemi anlayabilirim.

I can understand French to a certain extent.

Belirli bir dereceye kadar Fransızcayı anlayabilirim.

I can understand you to some extent.

Bir yere kadar seni anlayabilirim.

I have studied Psychology to some extent.

Bir ölçüde Psikoloji öğrenimi yaptım.

I agree with you to some extent.

Bir yere kadar seninle aynı fikirdeyim.

I agree with you to a certain extent.

Bir ölçüde seninle aynı fikirdeyim.

I agree with what you say to some extent.

Bir ölçüde söylediklerine katılıyorum.

You are right to a certain extent.

Bir bakıma haklısın.

I can trust him to a certain extent.

Belirli bir ölçüde ona güvenebilirim.

I have no idea to what extent I can trust them.

Onlara ne ölçede güvenebileceğime dair bir fikrim yok.

To what extent can he be trusted?

Ne ölçüde ona güvenilebilir?