Translation meaning & definition of the word "exposed" into Turkish language

adjective

1. With no protection or shield

• "The exposed northeast frontier"

• "Open to the weather"

• "An open wound"

synonym:
• exposed
,
• open

1. Koruma veya kalkan olmadan

• "Açıkta kalan kuzeydoğu sınırı"

• "Hava durumuna açık"

• "Açık bir yara"

eşanlamlı:
• maruz
,
• açmak

2. Not covered with clothing

• "Her exposed breast"

synonym:
• exposed
,
• uncovered

2. Kıyafetlerle kaplı değil

• "Açıkta kalan göğsü"

eşanlamlı:
• maruz
,
• açık

Examples of using

Tom lifted up his shirt and exposed his belly.

Tom gömleğini yukarı kaldırdı ve karnını açtı.

Tom exposed Mary as a fraud.

Tom Mary'yi bir dolandırıcı olarak ortaya çıkardı.

Tom will be exposed.

Tom maruz bırakılacak.

Tom exposed himself to danger.

Tom kendini tehlikeye maruz bıraktı.

She deliberately exposed him to danger.

O, bilinçli olarak onu tehlikeye maruz bıraktı.

Her beauty exposed her to many dangers.

Onun güzelliği onu birçok tehlikeye maruz bıraktı.

They were exposed to the enemy's gunfire.

Düşmanın ateşine maruz bırakıldılar.

He was exposed to many dangers.

Birçok tehlikelere maruz kaldı.

He exposed corruption in the city government.

Şehir yönetimindeki yozlaşmayı ortaya çıkardı.

He deliberately exposed her to danger.

Bilerek onu tehlikeye maruz bıraktı.

He exposed himself to danger.

O, kendini tehlikeye attı.

He was exposed to danger.

O, tehlikeye maruz kaldı.

In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.

Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır.

The commander exposed his men to gunfire.

Komutan adamlarını silah atışına maruz bıraktı.

The soldiers were exposed to the enemy's fire.

Askerler düşman ateşine maruz kaldı.