Translation meaning & definition of the word "explanation" into Turkish language

noun

1. A statement that makes something comprehensible by describing the relevant structure or operation or circumstances etc.

• "The explanation was very simple"

• "I expected a brief account"

synonym:
• explanation
,
• account

1. İlgili yapıyı, işleyişi veya koşulları vb. tanımlayarak bir şeyi anlaşılır kılan bir ifade.

• "Açıklama çok basitti"

• "Kısa bir hesap bekliyordum"

eşanlamlı:
• açıklama
,
• hesap

2. Thought that makes something comprehensible

synonym:
• explanation

2. Bir şeyi anlaşılır kılan düşünce

eşanlamlı:
• açıklama

3. The act of explaining

• Making something plain or intelligible

• "I heard his explanation of the accident"

synonym:
• explanation

3. Açıklama eylemi

• Bir şeyi açık veya anlaşılır yapmak

• "Kazayla ilgili açıklamasını duydum"

eşanlamlı:
• açıklama

Examples of using

Tom owes us an explanation.

Tom bize bir açıklama borçlu.

Tom felt he owed Mary an explanation.

Tom Mary'ye bir açıklama borçlu olduğunu hissetti.

Tom didn't press Mary for an explanation.

Tom bir açıklama için Mary'ye baskı yapmadı.

That's a possible explanation.

O olası bir açıklama.

I think there is a more obvious explanation.

Daha bariz bir açıklama olduğunu düşünüyorum.

I think you owe me an explanation.

Sanırım bana bir açıklama borçlusun.

I see no other possible explanation.

Diğer makul açıklamanın olmadığını anlıyorum.

I have no explanation.

Açıklamam yok.

I felt I owed Tom an explanation.

Tom'a bir açıklama borçlu olduğumu düşündüm.

Tom didn't offer any explanation.

Tom herhangi bir açıklama sunmadı.

In reality, the explanation is a bit more complicated than this, but you get the gist.

Açıklama gerçekte bundan biraz daha karmaşık, ama sen özü anladın.

I can't believe that you aren't at least willing to consider the possibility that there's another explanation.

Bir açıklama daha olma ihtimalini göz önünde bulundurmak için zerre kadar istekli olmadığına inanamıyorum.

You owe me an explanation.

Bana bir açıklama borçlusun.

There is no time for explanation.

Açıklamaya vakit yok.

There was no time left for an explanation.

Bir açıklama için bir zaman yoktu.

Tom wants a detailed explanation.

Tom ayrıntılı bir açıklama istiyor.

Tom wants a full explanation.

Tom tam bir açıklama istiyor.

Tom demanded an explanation.

Tom bir açıklama talep etti.

Tom felt that he deserved an explanation.

Tom bir açıklamayı hak ettiğini hissetti.

Tom's explanation sounded convincing.

Tom'un açıklaması inandırıcı geldi.