Translation meaning & definition of the word "experiment" into Turkish language

noun

1. The act of conducting a controlled test or investigation

synonym:
• experiment
,
• experimentation

1. Kontrollü bir test veya soruşturma yürütme eylemi

eşanlamlı:
• deneme

2. The testing of an idea

• "It was an experiment in living"

• "Not all experimentation is done in laboratories"

synonym:
• experiment
,
• experimentation

2. Bir fikrin test edilmesi

• "Yaşamak için bir deneydi"

• "Tüm deneyler laboratuvarlarda yapılmaz"

eşanlamlı:
• deneme

3. A venture at something new or different

• "As an experiment he decided to grow a beard"

synonym:
• experiment

3. Yeni veya farklı bir şeye girişim

• "Deney olarak sakal bırakmaya karar verdi"

eşanlamlı:
• deneme

verb

1. To conduct a test or investigation

• "We are experimenting with the new drug in order to fight this disease"

synonym:
• experiment

1. Bir test veya soruşturma yapmak

• "Bu hastalıkla mücadele etmek için yeni ilacı deniyoruz"

eşanlamlı:
• deneme

2. Try something new, as in order to gain experience

• "Students experiment sexually"

• "The composer experimented with a new style"

synonym:
• experiment
,
• try out

2. Deneyim kazanmak için olduğu gibi yeni bir şey deneyin

• "Öğrenciler cinsel olarak deney yapar"

• "Besteci yeni bir tarz denedi"

eşanlamlı:
• deneme
,
• denemek

Examples of using

It's an experiment.

Bu bir deney.

First, I'd like to examine the catalyst used in this experiment.

Önce bu deneyde kullanılan katalizörü incelemek istiyorum.

Will the experiment succeed?

Deney başarılı olacak mı?

The scientists worked on their experiment.

Bilim adamları deneyleri üzerinde çalıştı.

The experiment failed.

Deneme başarısız oldu.

She applied what she had learned in class to the experiment.

O, sınıfta öğrendiğini deneyde uyguladı.

They continued the experiment day and night.

Onlar deneye gece gündüz devam ettiler.

He carried on with his experiment.

Deneyine devam etti.

He explained why the experiment failed.

Deneyin niçin başarısız olduğunu açıkladı.

He used pigeons in his experiment.

Deneyinde güvercinleri kullandı.

He tried the experiment again and again.

Deneyi tekrar tekrar denedi.

He was the first to carry out the experiment.

Deneyi tamamlayan ilk kişiydi.

Everybody expected that the experiment would result in failure.

Herkes deneyin başarısızlıkla sonuçlanacağını bekliyordu.

From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined.

Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.

Although the conditions are slightly different, the result of our experiment was identical with Robinson's.

Şartlar hafifçe farklı olmasına rağmen, bizim deneyin sonucu Robinson'unki ile aynı.

The experiment was successful.

Deney başarılıydı.

The whole experiment was recorded on film.

Bütün deney filme kaydedildi.

You can't be too careful when doing this experiment.

Bu deneyi yaparken çok dikkatli olamazsın.

The experiment confirmed his theory.

Deney teorisini doğruladı.

That experiment was a failure.

O deney bir başarısızlıktı.