Translation meaning & definition of the word "expect" into Turkish language
Türk diline "bekle" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Expect
[Beklemek]/ɪkspɛkt/
verb
1. Regard something as probable or likely
- "The meteorologists are expecting rain for tomorrow"
- synonym:
- expect ,
- anticipate
1. Bir şeyi olası veya olası olarak düşünün
- "Meteorologlar yarın için yağmur bekliyorlar"
- eşanlamlı:
- beklemek ,
- tahmin etmek
2. Consider obligatory
- Request and expect
- "We require our secretary to be on time"
- "Aren't we asking too much of these children?"
- "I expect my students to arrive in time for their lessons"
- synonym:
- ask ,
- require ,
- expect
2. Zorunlu düşünmek
- Talep etmek ve beklemek
- "Bizim sekreterin zamanında olmasını istiyoruz"
- "Bu çocuklardan çok fazla şey istemedik mi?"
- "Öğrencilerimin derslerine zamanında varmalarını bekliyorum"
- eşanlamlı:
- sormak ,
- gerektirmek ,
- beklemek
3. Look forward to the probable occurrence of
- "We were expecting a visit from our relatives"
- "She is looking to a promotion"
- "He is waiting to be drafted"
- synonym:
- expect ,
- look ,
- await ,
- wait
3. Olası olayları dört gözle bekliyoruz
- "Yakınlarımızdan bir ziyaret bekliyorduk"
- "Bir promosyon arıyor"
- "Kaynanmayı bekliyor"
- eşanlamlı:
- beklemek ,
- bakmak ,
- bekleme
4. Consider reasonable or due
- "I'm expecting a full explanation as to why these files were destroyed"
- synonym:
- expect
4. Makul veya doğru düşünün
- "Bu dosyaların neden yok edildiğine dair tam bir açıklama bekliyorum"
- eşanlamlı:
- beklemek
5. Look forward to the birth of a child
- "She is expecting in march"
- synonym:
- expect
5. Bir çocuğun doğumunu dört gözle bekliyorum
- "Mart ayında bekliyor"
- eşanlamlı:
- beklemek
6. Be pregnant with
- "She is bearing his child"
- "The are expecting another child in january"
- "I am carrying his child"
- synonym:
- have a bun in the oven ,
- bear ,
- carry ,
- gestate ,
- expect
6. Hamile olmak
- "O çocuğunu taşıyor"
- "Ocak ayında bir çocuk daha bekliyoruz"
- "Onun çocuğunu taşıyorum"
- eşanlamlı:
- fırında çörek var ,
- ayı ,
- taşımak ,
- gebelik vermek ,
- beklemek
Examples of using
We expect Tom to return home soon.
Tom'un yakında eve dönmesini bekliyoruz.
I want to know when you expect to have the report finished.
Raporu ne zaman bitirtmeyi beklediğini bilmek istiyorum.
I expect Tom won't swim.
Umarım ki Tom yüzemeyecek.