Translation meaning & definition of the word "exasperating" into Turkish language
Türk diline "uzlaşma" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Exasperating
[Öfkelendiren]/ɪgzæspəretɪŋ/
adjective
1. Extremely annoying or displeasing
- "His cavelier curtness of manner was exasperating"
- "I've had an exasperating day"
- "Her infuriating indifference"
- "The ceaseless tumult of the jukebox was maddening"
- synonym:
- exasperating ,
- infuriating ,
- maddening ,
- vexing
1. Son derece sinir bozucu veya rahatsız edici
- "Kavakçı kıvraklığı öfkeleniyordu"
- "Cenap verici bir gün geçirdim"
- "Korkunç bir kayıtsızlık"
- "Müzik kutusunun durmak bilmeyen kargaşası çıldırtıcıydı"
- eşanlamlı:
- öfkelendiren ,
- çileden çıkaran ,
- çıldırtıcı ,
- sinirlendirici
2. Making worse
- synonym:
- aggravating ,
- exacerbating ,
- exasperating
2. Kötüleştirme
- eşanlamlı:
- ağırlaştırıcı ,
- şiddetlendirici ,
- öfkelendiren