Translation meaning & definition of the word "example" into Turkish language

noun

1. An item of information that is typical of a class or group

• "This patient provides a typical example of the syndrome"

• "There is an example on page 10"

synonym:
• example
,
• illustration
,
• instance
,
• representative

1. Bir sınıf veya grup için tipik olan bir bilgi öğesi

• "Bu hasta sendromun tipik bir örneğini sağlar"

• "10. sayfada bir örnek var"

eşanlamlı:
• örnek
,
• çizim
,
• temsilci

2. A representative form or pattern

• "I profited from his example"

synonym:
• model
,
• example

2. Temsili bir form veya desen

• "Ben onun örneğinden kâr ettim"

eşanlamlı:
• model
,
• örnek

3. Something to be imitated

• "An exemplar of success"

• "A model of clarity"

• "He is the very model of a modern major general"

synonym:
• exemplar
,
• example
,
• model
,
• good example

3. Taklit edilecek bir şey

• "Başarı örneği"

• "Bir açıklık modeli"

• "Modern bir tümgeneralin modelidir"

eşanlamlı:
• örnek
,
• model
,
• iyi örnek

4. Punishment intended as a warning to others

• "They decided to make an example of him"

synonym:
• example
,
• deterrent example
,
• lesson
,
• object lesson

4. Ceza başkalarına bir uyarı olarak tasarlanmıştır

• "Onu örnek almaya karar verdiler"

eşanlamlı:
• örnek
,
• caydırıcı örnek
,
• ders
,
• ders nesne

5. An occurrence of something

• "It was a case of bad judgment"

• "Another instance occurred yesterday"

• "But there is always the famous example of the smiths"

synonym:
• case
,
• instance
,
• example

5. Bir şeyin meydana gelmesi

• "Kötü bir yargılama vakasıydı"

• "Dün başka bir örnek daha oldu"

• "Ama her zaman smiths'in ünlü bir örneği vardır"

eşanlamlı:
• olay
,
• örnek

6. A task performed or problem solved in order to develop skill or understanding

• "You must work the examples at the end of each chapter in the textbook"

synonym:
• exercise
,
• example

6. Beceri veya anlayış geliştirmek için gerçekleştirilen bir görev veya problem çözüldü

• "Öğretmen kitabındaki her bölümün sonundaki örnekleri çalışmalısın"

eşanlamlı:
• egzersiz
,
• örnek

Examples of using

Can you give us an example?

Bize bir örnek verebilir misin?

It was just an example.

Sadece bir örnekti.

You ought to set an example for the others.

Diğerleri için örnek olmalısın?

Why don't you follow Tom's example?

Tom'un örneğini niçin takip etmiyorsunuz?

A rail is a piece of metal or wood which is long and thin. For example, a train runs on rails, which is why we call it a railway train.

Ray, metal ya da tahtadan yapılmış ince ve uzun bir şeydir. Örneğin, trenler ray üzerinde gider, bu yüzden ona demir yolu treni diyoruz.

Give me a different example.

Bana farklı bir örnek ver.

I'm not denying it happened, but one example can't be called proof.

Onun olduğunu inkar etmiyorum ama bir örnek delil sayılmaz.

Professional translators quite often specialize in just one field, for example law or medicine.

Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp.

The Tatoeba Project, which can be found online at tatoeba.org, is working on creating a large database of example sentences translated into many languages.

Tatoeba.org da çevrimiçi bulunabilen, Tatoeba Projesi birçok dile çevrilmiş örnek cümlelerden oluşan büyük bir veritabanı oluşturma üzerinde çalışıyor.

It's so easy to write good example sentences, that even if we accidentally delete a few good sentences in the process of getting rid of a whole lot of bad ones, I think we could drastically improve the quality of this corpus by doing a lot of deleting.

İyi örnek cümleler yazmak o kadar kolaydır ki bir sürü kötü olanlardan kurtulma sürecinde birkaç iyi cümleyi kazara iptal etsek bile, sanırım çok sayıda iptal yaparak bu korpusun kalitesini şiddetle geliştirebiliriz.

President Barack Obama praised Poland as an example for aspiring democracies in the Middle East and elsewhere.

Başkan Barack Obama Orta Doğuda ve başka yerde demokrasileri isteyenler için örnek olarak Polonya'yı övdü.

You can make sounds by combining letters in Modern Greek. For example you can use μπ to make the sound "b", ντ to make the sound "d", γκ to make the sound "g" and τζ to make the sound "dj".

Modern Yunanca'da harfleri birleştirerek sesler oluşturabilirsiniz. Örneğin "b" sesi için μπ'yi, "d" sesi için ντ'yi, "g" sesi için γκ'yi ve "c" sesi için ise τζ'yi kullanabilirsiniz.

Everyone coming together is an example of fusion.

Birlikte gelen herkes füzyonun bir örneğidir.

Give me an example.

Bana bir örnek ver.

Twitter is a good example of absurdity.

Twitter, saçmalıklara iyi bir örnektir.

That accident is a good example of his carelessness.

O kaza onun umursamazlığının iyi bir örneğidir.

Show me an example.

Bana bir örnek göster.

Quote me an example.

Bana bir örnek ver.

The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat.

Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.