Translation meaning & definition of the word "exalt" into Turkish language
Türk diline "uzman" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Exalt
[Yüceltmek]/ɪgzɔlt/
verb
1. Praise, glorify, or honor
- "Extol the virtues of one's children"
- "Glorify one's spouse's cooking"
- synonym:
- laud ,
- extol ,
- exalt ,
- glorify ,
- proclaim
1. Övmek, yüceltmek veya onurlandırmak
- "Kişinin çocuklarının erdemlerini aşmak"
- "Eşinin yemeklerini yücelt"
- eşanlamlı:
- övgü ,
- methetmek ,
- yüceltmek ,
- övmek ,
- ilan etmek
2. Fill with sublime emotion
- "The children were thrilled at the prospect of going to the movies"
- "He was inebriated by his phenomenal success"
- synonym:
- exhilarate ,
- tickle pink ,
- inebriate ,
- thrill ,
- exalt ,
- beatify
2. Yüce duygularla doldurun
- "Çocuklar sinemaya gitme ihtimalinden heyecanlandılar"
- "O olağanüstü başarısıyla sarhoş oldu"
- eşanlamlı:
- neşelendirmek ,
- gıdıklama pembe ,
- sarhoş etmek ,
- heyecan ,
- yüceltmek ,
- dövmek
3. Heighten or intensify
- "These paintings exalt the imagination"
- synonym:
- inspire ,
- animate ,
- invigorate ,
- enliven ,
- exalt
3. Yükseltmek veya yoğunlaştırmak
- "Bu resimler hayal gücünü yüceltir"
- eşanlamlı:
- ilham etmek ,
- canlandırmak ,
- yüceltmek
4. Raise in rank, character, or status
- "Exalted the humble shoemaker to the rank of king's adviser"
- synonym:
- exalt
4. Rütbe, karakter veya statüde yükseltme
- "Alçakgönüllü ayakkabıcıyı kral'ın danışmanı rütbesine yükseltti"
- eşanlamlı:
- yüceltmek