Translation meaning & definition of the word "exactly" into Turkish language

adverb

1. Indicating exactness or preciseness

• "He was doing precisely (or exactly) what she had told him to do"

• "It was just as he said--the jewel was gone"

• "It has just enough salt"

synonym:
• precisely
,
• exactly
,
• just

1. Kesinliği veya kesinliği gösterir

• "Ona yapmasını söylediği şeyi tam olarak (veya tam olarak) yapıyordu"

• "Aynı söylediği gibiydi-mücevher gitmişti"

• "Yeteri kadar tuz var"

eşanlamlı:
• kesin olarak
,
• tam olarak
,
• az önce

2. Just as it should be

• "`precisely, my lord,' he said"

synonym:
• precisely
,
• exactly
,
• on the nose
,
• on the dot
,
• on the button

2. Olması gerektiği gibi

• "Kesinlikle lordum,' dedi"

eşanlamlı:
• kesin olarak
,
• tam olarak
,
• burnundan
,
• tam ortasında
,
• düğmede

3. In a precise manner

• "She always expressed herself precisely"

synonym:
• precisely
,
• incisively
,
• exactly

3. Kesin olarak

• "Kendini her zaman tam olarak ifade etti"

eşanlamlı:
• kesin olarak
,
• aralıklı olarak
,
• tam olarak

Examples of using

Tom knows exactly what this is all about.

Tom bunun hepsinin ne hakkında olduğunu tam olarak biliyor.

Tom knows exactly what happened.

Tom ne olduğunu tam olarak biliyor.

Tom described exactly what happened.

Tom ne olduğunu tam olarak anlattı.

Tom definitely knows exactly what happened.

Tom kesinlikle tam olarak ne olduğunu biliyor.

What exactly do you remember about the accident?

Kaza hakkında tam olarak ne hatırlıyorsun?

What exactly are we looking for?

Tam olarak ne arıyoruz?

We realize now that Tom knew exactly who Mary was.

Tom'un Mary'nin kim olduğunu tam olarak bildiğinin şimdi farkındayız.

That's exactly what I would do.

Yapacağım tam olarak budur.

That's exactly what I was thinking.

Düşündüğüm tam olarak odur.

That's exactly what I did.

Yaptığım tam olarak odur.

I don't know exactly where I left my keys, but I think they're on the dining room table.

Anahtarlarımı nereye bıraktığımı tam olarak bilmiyorum ama sanırım onlar yemek odası masasındalar.

I know exactly where I left my keys.

Anahtarlarımı nereye bıraktığımı tam olarak biliyorum.

Tom is exactly the same age as me.

Tom tam olarak benimle aynı yaşta.

I can't remember exactly where Tom lives.

Tom'un nerede yaşadığını tam olarak hatırlayamıyorum.

I'm not exactly sure.

Kesin emin değilim.

I'm not sure exactly what you mean.

Ne demek istediğinden tam olarak emin değilim.

I think that's exactly what I'd do.

Sanırım o kesinlikle yapacağım şeydir.

That's exactly what I mean.

Demek istediğim şey tam olarak bu.

I can't exactly tell Tom that.

Onu Tom'a kesinlikle söyleyemem.

I've got exactly 13 dollars in my pocket.

Cebimde tam on üç dolarım var.