Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "evoke" into Turkish language

Türk diline "evoke" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Evoke

[Anımsatmak]
/ɪvoʊk/

verb

1. Call forth (emotions, feelings, and responses)

  • "Arouse pity"
  • "Raise a smile"
  • "Evoke sympathy"
    synonym:
  • arouse
  • ,
  • elicit
  • ,
  • enkindle
  • ,
  • kindle
  • ,
  • evoke
  • ,
  • fire
  • ,
  • raise
  • ,
  • provoke

1. Çağrı (duygular, duygular ve tepkiler)

  • "Acıma duygusu"
  • "Gülümseme kaldır" dediler"
  • "Sempati uyandır"
    eşanlamlı:
  • canlandırmak
  • ,
  • çıkarmak
  • ,
  • tutuşturmak
  • ,
  • yanmak
  • ,
  • anımsatmak
  • ,
  • ateş
  • ,
  • yükseltmek
  • ,
  • kışkırtmak

2. Evoke or provoke to appear or occur

  • "Her behavior provoked a quarrel between the couple"
    synonym:
  • provoke
  • ,
  • evoke
  • ,
  • call forth
  • ,
  • kick up

2. Ortaya çıkması veya ortaya çıkması için uyandırın veya kışkırtın

  • "Onun davranışları çift arasında bir kavgaya neden oldu"
    eşanlamlı:
  • kışkırtmak
  • ,
  • anımsatmak
  • ,
  • yol açmak
  • ,
  • tepmek

3. Deduce (a principle) or construe (a meaning)

  • "We drew out some interesting linguistic data from the native informant"
    synonym:
  • educe
  • ,
  • evoke
  • ,
  • elicit
  • ,
  • extract
  • ,
  • draw out

3. Deduce (bir ilke) veya construe (bir anlam)

  • "Yerli muhbirden bazı ilginç dilbilimsel veriler çıkardık"
    eşanlamlı:
  • çıkarmak
  • ,
  • anımsatmak

4. Summon into action or bring into existence, often as if by magic

  • "Raise the specter of unemployment"
  • "He conjured wild birds in the air"
  • "Call down the spirits from the mountain"
    synonym:
  • raise
  • ,
  • conjure
  • ,
  • conjure up
  • ,
  • invoke
  • ,
  • evoke
  • ,
  • stir
  • ,
  • call down
  • ,
  • arouse
  • ,
  • bring up
  • ,
  • put forward
  • ,
  • call forth

4. Harekete geçin ya da genellikle sihirle sanki ortaya çıkın

  • "İşsizlik hayaletini yükseltin"
  • "Havadaki yabani kuşları büyüledi"
  • "Dinleri dağdan çağır"
    eşanlamlı:
  • yükseltmek
  • ,
  • büyülemek
  • ,
  • büyü yapmak
  • ,
  • çağırmak
  • ,
  • anımsatmak
  • ,
  • karıştırmak
  • ,
  • azarlamak
  • ,
  • canlandırmak
  • ,
  • kaldırmak
  • ,
  • öne sürmek
  • ,
  • yol açmak

5. Call to mind

  • "This remark evoked sadness"
    synonym:
  • suggest
  • ,
  • evoke
  • ,
  • paint a picture

5. Aklına getirmek

  • "Bu sözler üzüntüyü uyandırdı"
    eşanlamlı:
  • önermek
  • ,
  • anımsatmak
  • ,
  • resim yapmak