Translation meaning & definition of the word "evil" into Turkish language
Türk diline "kötülük" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Evil
[Kötü]/ivəl/
noun
1. Morally objectionable behavior
- synonym:
- evil ,
- immorality ,
- wickedness ,
- iniquity
1. Ahlaki açıdan sakıncalı davranış
- eşanlamlı:
- kötü ,
- ahlaksızlık ,
- kötülük ,
- haksızlık
2. That which causes harm or destruction or misfortune
- "The evil that men do lives after them
- The good is oft interred with their bones"- shakespeare
- synonym:
- evil
2. Zarar, yıkım ya da talihsizliğe neden olan şey
- "Insanların yaptığı kötülükler, onlardan sonra yaşar
- İyilik kemikleriyle iç içe geçmiştir" - shakespeare
- eşanlamlı:
- kötü
3. The quality of being morally wrong in principle or practice
- "Attempts to explain the origin of evil in the world"
- synonym:
- evil ,
- evilness
3. Prensipte veya uygulamada ahlaki olarak yanlış olma kalitesi
- "Dünyadaki kötülüğün kökenini açıklama girişimleri"
- eşanlamlı:
- kötü ,
- kötülük
adjective
1. Morally bad or wrong
- "Evil purposes"
- "An evil influence"
- "Evil deeds"
- synonym:
- evil
1. Ahlaki açıdan kötü ya da yanlış
- "Kötü amaçlar"
- "Kötü bir etki"
- "Kötülük işleri"
- eşanlamlı:
- kötü
2. Having the nature of vice
- synonym:
- evil ,
- vicious
2. Ahlaksızlığın doğasına sahip olmak
- eşanlamlı:
- kötü ,
- şiddetli
3. Having or exerting a malignant influence
- "Malevolent stars"
- "A malefic force"
- synonym:
- malefic ,
- malevolent ,
- malign ,
- evil
3. Kötü huylu bir etkiye sahip olmak veya uygulamak
- "Erkeklik yıldızları"
- "Zararlı bir güç"
- eşanlamlı:
- zararlı ,
- kötü niyetli ,
- kötücül ,
- kötü
Examples of using
Tom doesn't look evil.
Tom kötü görünmüyor.
They're not evil.
Onlar kötü değil.
Don't be evil.
Kötü olmayın.