Translation meaning & definition of the word "ever" into Turkish language

adverb

1. At any time

• "Did you ever smoke?"

• "The best con man of all time"

synonym:
• ever
,
• of all time

1. Her zaman

• "Hiç sigara içtin mi?"

• "Tüm zamanların en iyi dolandırıcısı"

eşanlamlı:
• daima
,
• tüm zamanların

2. At all times

• All the time and on every occasion

• "I will always be there to help you"

• "Always arrives on time"

• "There is always some pollution in the air"

• "Ever hoping to strike it rich"

• "Ever busy"

synonym:
• always
,
• ever
,
• e'er

2. Her zaman

• Her zaman ve her fırsatta

• "Sana yardım etmek için her zaman orada olacağım"

• "Her zaman zamanında gelir"

• "Havada her zaman kirlilik vardır"

• "Zengin vurmayı umarak"

• "Her meşgul"

eşanlamlı:
• daima
,
• e'er

3. (intensifier for adjectives) very

• "She was ever so friendly"

synonym:
• ever
,
• ever so

3. (sıfatlar için yoğunlaştırıcı) çok

• "O kadar arkadaş canlısıydı"

eşanlamlı:
• daima
,
• çok

Examples of using

Tom is the only one who ever really understood me.

Tom şu ana kadar beni gerçekten anlayan tek kişidir.

Tom is the only one who ever really talked to me.

Tom şimdiye kadar benimle gerçekten konuşan tek kişidir.

Tom is the only one who ever really liked me.

Tom şimdiye kadar beni gerçekten seven tek kişidir.

Tom is the only one who ever really knew me.

Tom şu ana kadar beni gerçekten tanıyan tek kişidir.

Tom is the only one who ever really helped me.

Tom şu ana kadar bana gerçekten yardım etmiş tek kişidir.

Tom is the only one who ever really got along with Mary.

Tom şu ana kadar Mary ile gerçekten geçinen tek kişidir.

Tom is the only one in our family who has ever been to Boston.

Tom ailemizde Boston'a gitmiş tek kişidir.

Tom is as impatient as ever.

Tom her zaman olduğu kadar sabırsız.

Tom hardly ever relies on other people's help.

Tom diğer insanların yardımına neredeyse hiç güvenmez.

Tom hardly ever relies on other people for help.

Tom yardım için diğer insanlara neredeyse hiç güvenmez.

You're the worst basketball coach this team has ever had.

Sen bu takımın şu ana kadar sahip olduğu en kötü basketbol koçusun.

You're hardly ever here anymore.

Artık neredeyse hiç burada değilsin.

You're as stubborn as ever.

Her zamanki kadar inatçısın.

I'm not sure whether Tom has ever been to Boston or not.

Tom'un Boston'a gidip gitmediğinden emin değilim.

Have you ever had a near death experience?

Hiç yakın bir ölüm deneyimi yaşadın mı?

Tom is the only chauffeur that Mary has ever had.

Tom Mary'nin şu ana kadar sahip olduğu tek şofördü.

Tom is the best basketball player I've ever seen.

Tom şu ana kadar gördüğüm en iyi basketbol oyuncusu.

Tom is one of the best dancers I've ever seen.

Tom şu ana kadar gördüğüm en iyi dansçılardan biridir.

Boston is the only place where I've ever felt at home.

Boston şimdiye kadar evimdeymişim gibi hissettiğim tek yerdir.

This is one of the best books I've ever read.

Bu şu ana kadar okuduğum en iyi kitaplardan biri.