Translation meaning & definition of the word "equator" into Turkish language

noun

1. An imaginary line around the earth forming the great circle that is equidistant from the north and south poles

• "The equator is the boundary between the northern and southern hemispheres"

synonym:
• equator

1. Dünya'nın etrafındaki hayali bir çizgi, kuzey ve güney kutuplarından eşit uzaklıkta olan büyük daireyi oluşturur

• "Ekvator, kuzey ve güney yarımküreler arasındaki sınırdır"

eşanlamlı:
• ekvator

2. A circle dividing a sphere or other surface into two usually equal and symmetrical parts

synonym:
• equator

2. Bir küreyi veya başka bir yüzeyi genellikle eşit ve simetrik iki parçaya bölen bir daire

eşanlamlı:
• ekvator

Examples of using

Distance per degree of longitude at equator.

Ekvatorda her boylam derecesi için mesafe.

The ship will cross the equator tonight.

Gemi bu gece Ekvator'u geçecek.

The tropical rainforests, located in a narrow region near the equator, are disappearing so fast that by the year 2000 eighty percent of them may be gone.

Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan,tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların yüzde sekseni gitmiş olabilir.

The tropical rainforests, located in a narrow region near the equator, are disappearing so fast that by the year 2000 eighty percent of them may be gone.

Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan, tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların % 80 yok olabilir.

The equator divides the globe into two hemispheres.

Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler.

I crossed the equator for the first time on my trip to Australia.

Australya yolculuğumda ilk kez ekvatoru geçtim.