Examples of using
Eating meat is bad for the environment.
Et yemek çevreye zararlıdır.
Anyone can do their bit to protect the environment.
Çevreyi korumak için herkes kendine düşeni yapabilir.
The Belo Monte dam in Brazil is a controversial project because of its impact on the environment and native people.
Brezilya'daki Belo Monte barajı çevre ve yerli halk üzerindeki etkisinden dolayı tartışmalı bir projedir.
There is an urgent need for people to help clean up the environment.
İnsanların çevreyi temizlemelerine acil bir ihtiyaç vardır.
They have no impact on the environment.
Onların çevre üzerinde herhangi bir etkisi yok.
We want to harm the environment less.
Çevreye daha az zarar vermek istiyoruz.
This is a good learning environment.
Bu iyi bir öğrenme ortamıdır.
Tom's work environment was good.
Tom'un iş çevresi iyiydi.
I'm saying "For the sake of Earth's environment," but actually it's "For the sake of the people living on Earth."
" Dünyanın çevresinin iyiliği için söylüyorum," ama aslında o "Dünya üzerinde yaşayan insanların iyiliği için. "
Planting forests is good for the environment.
Ormanların dikimi çevre için iyidir.
It's evident that human behaviour is more dangerous for the environment than radiation.
Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir.
He made an admirable speech about protecting the environment.
O, çevreyi koruma hakkında taktire şayan bir konuşma yaptı.
From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined.
Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.
If mankind doesn't take care of the environment, the environment may eliminate mankind.
İnsanoğlu çevreye dikkat etmezse çevre insanoğlunu yok edebilir.
Human and animal life are influenced by their reactions to the atmospheric environment.
İnsan ve hayvan yaşamı atmosferik çevreye gösterdikleri tepkilerden etkilenirler.
He is the minister responsible for the environment.
O, çevreden sorumlu bakandır.
We must try to protect the environment.
Çevreyi korumaya çalışmalıyız.
Children need a happy home environment.
Çocukların mutlu bir ev ortamına ihtiyacı var.
Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak,bizim şirketimizde geride kalacak.
Our lives are determined by our environment.
Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.
