Translation meaning & definition of the word "envious" into Turkish language
Türk diline "önceki" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Envious
[Kıskanç]/ɛnviəs/
adjective
1. Showing extreme cupidity
- Painfully desirous of another's advantages
- "He was never covetous before he met her"
- "Jealous of his success and covetous of his possessions"
- "Envious of their art collection"
- synonym:
- covetous ,
- envious ,
- jealous
1. Aşırı açgözlülük gösteriliyor
- Başkasının avantajlarını acı bir şekilde arzular
- "Onunla tanışmadan önce hiç açgözlü değildi"
- "Başarısını kıskanıyor ve mallarını merak ediyor"
- "Sanat koleksiyonunu çok iyi bilir"
- eşanlamlı:
- açgözlü ,
- kıskanç
Examples of using
He was envious of his way of living.
Onun yaşam biçimini kıskanıyordu.
I'm envious of you because you have a good boss.
İyi bir patronun olduğu için seni kıskanıyorum.
She is envious of my success.
O benim başarımı kıskanıyor.