Translation meaning & definition of the word "entry" into Turkish language
Türk diline "giriş" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Entry
[Giriş]/ɛntri/
noun
1. An item inserted in a written record
- synonym:
- entry
1. Yazılı bir kayda eklenen bir öğe
- eşanlamlı:
- giriş
2. The act of beginning something new
- "They looked forward to the debut of their new product line"
- synonym:
- introduction ,
- debut ,
- first appearance ,
- launching ,
- unveiling ,
- entry
2. Yeni bir şeye başlama eylemi
- "Yeni ürün serilerinin başlangıcını dört gözle beklediler"
- eşanlamlı:
- tanıtım ,
- başlangıç ,
- ilk görünüş ,
- yayınlama ,
- açıklamak ,
- giriş
3. A written record of a commercial transaction
- synonym:
- entry ,
- accounting entry ,
- ledger entry
3. Ticari bir işlemin yazılı kaydı
- eşanlamlı:
- giriş ,
- muhasebe kaydı
4. Something (manuscripts or architectural plans and models or estimates or works of art of all genres etc.) submitted for the judgment of others (as in a competition)
- "Several of his submissions were rejected by publishers"
- "What was the date of submission of your proposal?"
- synonym:
- submission ,
- entry
4. Başkalarının yargısı için sunulan bir şey (yazmalar veya mimari planlar ve modeller veya tüm türlerin tahminleri veya sanat eserleri vb.) (bir yarışmada olduğu gibi)
- "Gönderimlerinden birkaçı yayıncılar tarafından reddedildi"
- "Teklifinizin teslim tarihi neydi?"
- eşanlamlı:
- sunuş ,
- giriş
5. Something that provides access (to get in or get out)
- "They waited at the entrance to the garden"
- "Beggars waited just outside the entryway to the cathedral"
- synonym:
- entrance ,
- entranceway ,
- entryway ,
- entry ,
- entree
5. Erişim sağlayan bir şey (girmek veya çıkmak için)
- "Bahçenin girişinde beklediler"
- "Dilenciler katedralin girişinin hemen dışında beklediler"
- eşanlamlı:
- giriş
6. The act of entering
- "She made a grand entrance"
- synonym:
- entrance ,
- entering ,
- entry ,
- ingress ,
- incoming
6. Girme eylemi
- "Büyük bir giriş yaptı"
- eşanlamlı:
- giriş ,
- giren
Examples of using
The police found no sign of forced entry.
Polis zorla giriş izi bulamadı.