Tom motioned for Mary to enter.
Tom Mary'nin girmesini işaret etti.
Tom was the first one to enter the classroom.
Tom sınıfa giren ilk kişiydi.
Students may not enter the teacher's room.
Öğrenciler öğretmen odasına giremeyebilirler.
Please enter a valid email address.
Lütfen geçerli bir e-posta adresi girin.
Did you enter your PIN into your computer?
PIN'inizi bilgisayarınıza girdiniz mi?
I had my headphones on so I didn't hear Tom enter the room.
Kulaklıklarım takılıydı bu yüzden Tom'un odaya girdiğini duymadım.
Am I allowed to enter?
Girmeme izin var mı?
You may enter.
Girebilirsiniz.
Why don't you enter?
Neden girmiyorsun?
Only cleaners are authorized to enter into the meeting room.
Toplantı odasına sadece temizlikçiler girmeye yetkilidir.
The parties agree to enter into a confidential relationship with respect to the disclosure of certain information.
Taraflar, belirli bilgilerin ifşa edilmesi konusunda gizli bir ilişkiye girmeyi kabul ederler.
They did not enter.
Girmediler.
Tom decided to enter the competition.
Tom yarışmaya katılmaya karar verdi.
Tom didn't hear Mary enter the room.
Tom Mary'nin odaya girdiğini duymadı.
Tom was too afraid to enter the cave.
Tom mağaraya girmekten çok korkuyordu.
The NPD is likely to enter the Landtag.
NPD'nin Landtag'a girmesi muhtemel.
Tom blocked Mary's way and wouldn't let her enter the room.
Tom Mary'nin yolunu kesti ve odaya girmesine izin vermedi.
I think it's highly unlikely that Tom was not aware that he wouldn't be allowed to enter the museum without his parents.
Bence Tom'un ailesi olmadan müzeye girmesine izin verilmeyeceğinin farkında olmaması pek olası değil.
Tom doesn't allow people to enter his house.
Tom insanların evine girmesine izin vermiyor.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.