Translation meaning & definition of the word "enormous" into Turkish language

adjective

1. Extraordinarily large in size or extent or amount or power or degree

• "An enormous boulder"

• "Enormous expenses"

• "Tremendous sweeping plains"

• "A tremendous fact in human experience

• That a whole civilization should be dependent on technology"- walter lippman

• "A plane took off with a tremendous noise"

synonym:
• enormous
,
• tremendous

1. Olağanüstü büyüklükte veya ölçüde veya miktarda veya güç veya derecede büyük

• "Muazzam bir kaya"

• "Muazzam masraflar"

• "Muazzam süpürme ovaları"

• "İnsan deneyiminde muazzam bir gerçek

• Bütün bir medeniyetin teknolojiye bağımlı olması gerektiğini" walter lippman

• "Muazzam bir gürültüyle bir uçak havalandı"

eşanlamlı:
• muazzam

Examples of using

Tom is in enormous pain.

Tom çok büyük acı içinde.

Tom claimed that the enormous property was at his disposal.

Tom muazzam servetin, onun emrinde olduğunu iddia etti.

That plane is enormous!

Şu uçak çok büyük.

Ordinary people possess enormous power.

Sıradan insanlar muazzam bir güce sahip.

Esperanto is surely an enormous waste of time!

Esperanto kesinlikle çok büyük bir zaman kaybı!

Among my cousins, you know, there's a girl with the most enormous breasts.

Kuzenlerim arasında, bilirsiniz, en iri göğüsleri olan bir kız var.

He consumes an enormous amount of liquor.

Çok büyük miktarda likör tüketir.

He lives in an enormous house.

O, çok büyük bir evde yaşar.

He left his wife an enormous fortune.

Karısına çok büyük bir servet bıraktı.

An elephant is an enormous animal.

Filler iri bir hayvandır.

An elephant is an enormous animal.

Bir fil çok büyük bir hayvandır.

There exists an enormous difference between the two theories.

İki teori arasında çok büyük bir fark vardır.

The new building is enormous.

Yeni bina çok büyüktür.

The damage from the typhoon was enormous.

Tayfundan gelen hasar büyüktü.