Translation meaning & definition of the word "engrossed" into Turkish language
Türk diline "çapraz" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Engrossed
[Meşgul]/ɪngroʊst/
adjective
1. Giving or marked by complete attention to
- "That engrossed look or rapt delight"
- "Then wrapped in dreams"
- "So intent on this fantastic...narrative that she hardly stirred"- walter de la mare
- "Rapt with wonder"
- "Wrapped in thought"
- synonym:
- captive ,
- absorbed ,
- engrossed ,
- enwrapped ,
- intent ,
- wrapped
1. Tam dikkat ile vermek veya işaretlemek
- "Boğaz görünüm ya da zevk verdi"
- "Sonra rüyalara sarıldı"
- "Bu fantastik üzerine o kadar niyetli...nerede ki pek karıştırmadığını"- walter de la mare
- "Mucizeyle uyumuşum"
- "Düşünceye sarılmış"
- eşanlamlı:
- esir ,
- dalmış ,
- meşgul ,
- sarılmış ,
- niyet
2. Written formally in a large clear script, as a deed or other legal document
- synonym:
- engrossed
2. Senet veya başka bir yasal belge olarak büyük bir açık senaryoda resmi olarak yazılmıştır
- eşanlamlı:
- meşgul
Examples of using
She was engrossed in her work.
O, işine daldı.
Takeo is engrossed in solving mathematical problems.
Takeo matematik problemlerini çözmeye dalmış.