Translation meaning & definition of the word "engine" into Turkish language

noun

1. Motor that converts thermal energy to mechanical work

synonym:
• engine

1. Termal enerjiyi mekanik işe dönüştüren motor

eşanlamlı:
• motor

2. Something used to achieve a purpose

• "An engine of change"

synonym:
• engine

2. Bir amaca ulaşmak için kullanılan bir şey

• "Değişimin motoru"

eşanlamlı:
• motor

3. A wheeled vehicle consisting of a self-propelled engine that is used to draw trains along railway tracks

synonym:
• locomotive
,
• engine
,
• locomotive engine
,
• railway locomotive

3. Demiryolu rayları boyunca trenleri çekmek için kullanılan kendinden tahrikli bir motordan oluşan tekerlekli bir araç

eşanlamlı:
• lokomotif
,
• motor
,
• demiryolu lokomotifi

4. An instrument or machine that is used in warfare, such as a battering ram, catapult, artillery piece, etc.

• "Medieval engines of war"

synonym:
• engine

4. Zampara koç, mancınık, topçu parçası vb. gibi savaşta kullanılan bir alet veya makine.

• "Savaşın ortaçağ motorları"

eşanlamlı:
• motor

Examples of using

Tom killed the engine, but left the headlights on.

Tom motoru kapattı fakat üzerindeki farları açık bıraktı.

Tom got into his car, started the engine, and drove away.

Tom arabasına bindi, motoru çalıştırdı ve uzaklaştı.

Tom turned off the engine, but left the headlights on.

Tom motoru kapattı ama farları açık bıraktı.

Tom turned off the engine and shut off the headlights.

Tom motoru kapattı ve farları kapattı.

Something doesn't go right with the engine.

Motorda yanlış bir şey var.

He knows how to cut the engine.

Motorun nasıl durdurulacağını bilir.

He knows how to cut the engine.

O, motoru durdurmasını bilir.

The engine is purring.

Motor hırıltı çıkarıyor.

Mr. Hashimoto started the engine.

Bay Hashimoto motoru çalıştırdı.

The engine won't start.

Motor çalışmayacak.

Tom stopped the engine.

Tom motoru durdurdu.

Please turn off your engine.

Lütfen motorunuzu kapatın.

What's your favorite search engine?

Favori arama motorun nedir?

Horses used to pull road-rollers, but the steamroller arrived with the invention of the steam engine.

Atlar yol-silindirlerini çekerdi fakat buhar motorunun icadıyla buhar silindirleri geldi.

Open source is the engine that drives technological innovation.

Açık kaynak; teknolojik yeniliği kullanan motordur.

Run the engine till it gets warm.

Motoru ısınıncaya kadar çalıştır.

The mechanic assembled the engine.

Usta motoru topladı.

He contrived a new engine that does not use gas.

O, benzin kullanmayan yeni bir motor icat etti.

He stalled the engine three times.

Üç kez motoru durdurdu.

Something is wrong with the engine of my car.

Arabamın motorunda bir sorun var.