Translation meaning & definition of the word "ended" into Turkish language

adjective

1. Having come or been brought to a conclusion

• "The harvesting was complete"

• "The affair is over, ended, finished"

• "The abruptly terminated interview"

synonym:
• complete
,
• concluded
,
• ended
,
• over(p)
,
• all over
,
• terminated

1. Gelmiş veya bir sonuca varılmış olmak

• "Hasat tamamlandı"

• "İlişki bitti, bitti, bitti"

• "Anice sonlandırılmış röportaj"

eşanlamlı:
• tamamlamak
,
• sonuçlandırmak
,
• bitirmek
,
• üzerinden(p)
,
• her yerde
,
• sonlandırılmış

Examples of using

Tom ended up in the emergency room.

Tom acil odasında düştü.

Tom was going to lie, but he ended up spilling the beans.

Tom yalan söyleyecekti ama baklayı ağzından kaçırmakla sonuçlandırdı.

I ended up at Tom's place after walking around all day.

Yaklaşık bütün gün süren yürüyüşten sonra Tom'un yerinde bitirdim.

It ended poorly.

Kötü sona erdi.

They just ended.

Az önce bitirdiler.

I was born the year the war ended.

Savaşın bittiği yıl doğdum.

The meeting ended.

Toplantı bitti.

When the bell rang, the teacher ended the class.

Zil çaldığında öğretmen dersi sonlandırdı.

Tom ended up becoming the owner of the company.

Tom şirketin sahibi olmaktan vazgeçti.

Tom ended up marrying Mary after all.

Tom sonunda Mary ile evlenmekten vazgeçti.

Tom tried to sell his old VCR instead of throwing it away, but no one would buy it, so he ended up throwing it away.

Tom eski video kaset çalarını atmak yerine satmaya çalıştı fakat hiç kimse onu almadı bu yüzden sonunda onu attı.

Tom wanted to know how the story ended.

Tom hikayenin nasıl sona erdiğini bilmek istedi.

Tom has no idea how Mary ended up in Boston.

Tom Mary'nin sonunda nasıl Boston'da olduğu hakkında bir fikri yok.

Because of the typhoon, my parents ended their trip one day early.

Tayfundan dolayı ebeveynlerim seyahatlarını bir gün erken bitirdiler.

In the end, we ended up eating at that shabby restaurant.

Sonunda, biz, o eski püskü lokantada yemek yemeyi sona erdirdik.

I don't remember how we ended up in Boston.

Sonunda nasıl Boston'da olduğumuzu hatırlamıyorum.

I can't tell you what we ended up doing.

Ne yapmayı bitirdiğimizi sana söyleyemem.

Are you wondering what we ended up doing?

Ne yapmayı bitirdiğimizi merak ediyor musun?

He ended his life by jumping off a bridge.

O, bir köprüden atlayarak hayatına son verdi.

The war ended.

Savaş sona erdi.