I afterward sold them to enable me to buy R. Burton's Historical Collections.
Daha sonra R'yi satın almamı sağlamak için bunları sattım. Burton'ın Tarihi Koleksiyonları.
This bird's large wings enable it to fly very fast.
Bu kuşun büyük kanatları çok hızlı uçmasını sağlar.
This may be because of a change in people's attitude toward marriage and the sharp increase of fast food restaurants and convenience stores which are open 24 hours a day and enable young people to live more easily.
Bunun nedeni, insanların evliliğe karşı tutumlarının değişmesi ve 24 saat açık olan ve gençlerin daha kolay yaşamasını sağlayan fast food restoran ve marketlerin hızla artması olabilir.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.